Yargıtay Kararı 2. Ceza Dairesi 2009/11810 E. 2010/15192 K. 06.05.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/11810
KARAR NO : 2010/15192
KARAR TARİHİ : 06.05.2010

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK’nun 231/6. maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmama” koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
5237 sayılı kanunun 145. maddesinin 765 sayılı TCK’nun 522. maddesinin karşılığı ve cezadan indirim yapılması dışında bir benzerliğinin olmadığı ve olayda 5237 sayılı kanunun 145. maddesinin uygulanma koşulları bulunmamasına rağmen uygulama yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
5237 Sayılı TCK.nun 58/6. maddesinde tekerrür halinde hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği ve ayrıca mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı öngörülmektedir. Aynı yasanın 7.fıkrası uyarınca da hükümlük kararında bu durumun belirtilmesi gerekmektedir.
Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin yer aldığı 5275 Sayılı Kanunun 108. maddesinde ise, yalnızca mükerrirler hakkında tayin olunan özgürlüğü bağlayıcı ceza olan hapis cezalarının ne şekilde infaz edileceği belirtilmiş olup, bu maddede adli para cezasının infazı konusunda her hangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesinde adli para cezasının infazı düzenlenmiş olup, bu maddede mükerrirler hakkında hükmolunan “adli para cezasının” infazına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Bu durumda, 5237 Sayılı TCK.nun 58, 5275 Sayılı Kanunun 106 ve 108. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında adli para cezasına hükmedilmesi halinde, mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimlik serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilemeyeceği, sonucu ortaya çıkmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; sanık hakkında hükmolunan cezanın niteliği itibariyle 5237 Sayılı TCK.nun 58. maddesinin 6 ve 7. fıkraları uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimlik serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 1412 Sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
“5237 sayılı TCK.nun 58/6. maddesi uyarınca sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve aynı kanunun 58/7. maddesi gereğince cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” ilişkin bölümün hükümden çıkartılmasına, karar verilmek suretiyle;
Sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.