YARGITAY KARARI
DAİRE : 2. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/11483
KARAR NO : 2010/13779
KARAR TARİHİ : 27.04.2010
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığa atılı suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olmaması nedeniyle, hüküm tarihindeki düzenlemeye göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının mümkün olmadığı gözetilmeden, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı,ancak sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK’nın 231/6.maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmama” koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK.nun 53/1. maddesine göre anılan madde ve fıkrada belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmanın kasten işlenmiş bir suçtan dolayı verilen hapis cezası ile mahkumiyetin kanuni sonucu olması karşısında, sayılan haklardan hangilerinin ne kadar süreyle kullanılmasından yoksun bırakılması işleminin infaz aşaması sırasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında 5275 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenmesinin gerektiği gözetilerek 5237 sayılı TCK.nun 58. maddesinin 7. fıkrası gereğince hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesiyle yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlar biçimde iki yıl süreyle
denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi gereğince istem gibi BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanunun 322.maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan hüküm fıkrasındaki “denetimli serbestlik tedbirinin cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak üzere 2 yıl olarak belirlenmesine” ilişkin bölümün hüküm fıkrasından çıkarılmasına karar verilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27/04/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.