Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2019/214 E. 2020/1346 K. 07.07.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/214
KARAR NO : 2020/1346
KARAR TARİHİ : 07.07.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmalı temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. … gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davacı ile davalı arasında patates ekim biçimi ile ilgili 05.04.2007 tarihli sözleşme yapıldığını ve sözleşmeye göre teminat olarak 120.000,00 TL bedelli teminat senedi verildiğini,davacının sözleşme gereğini yerine getirdiğini ve teminat senedinin tahsil kabiliyeti olmadığından takibe konu edilemeyeceğini, davalının teminat senedini tahsil etmek için haksız olarak takip başlattığını belirterek davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre belirlenen şartlar dahilinde patates dikimi yapılacağını, bu sözleşme gereği davalı adına kayıtlı taşınmaz ipotek verilmek sureti ile davacı adına kredi kullandırıldığını, bu kredinin geri ödemesinin patates satılarak ödeneceği kararlaştırıldığı halde sözleşme gereğinin ifa edilmediğini, ekim sonucu mahsulün bir kısmının davalı bilgisi olmadan satıldığını, kredinin ödenmediğini, maddi olarak zarara uğrayan davalının alacaklı olduğunun sabit olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, takibe konu senedin 05.04.2007 tarihli protokol uyarınca düzenlendiğini yazılı belge ile ispat eden davacı borçlu, borcun varlığını inkar etmediğine ve sözleşme gereğince yükümlülükleri yerine getirdiğini iddia ettiğine göre ispat yükünün davacı borçluda olduğu, kambiyo senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitini isteyen davacının sözleşme gereğini yerine getirdiği ve borçlu olmadığını HMK.nın 201. maddesine göre senetle ispat etmesi gerektiği ancak sunduğu belgelerin iddiasını ispat etmeye elverişli yazılı belgeler olmadığı, dinlenen tanık beyanları nazara alındığında davacı tanık beyanları ile de davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, fazla yatırılan peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 07.07.2020 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Taraflar arasında 05.04.2007 tarihli ortak patates üretimini amaçlayan bir adi ortaklık sözleşmesi bulunmaktadır. Bu sözleşme gereğince davacı tarafından davalıya 120.000 TL’lik teminat bonosu verildiği sözleşmede yer almakta ve bu husus taraflar arasında çekişmesizdir.
Teminat senedi kural olarak bedelsizdir. Teminat senedine dayalı olarak takip yapan davalı teminat senedi ile teminat altına alınan alacağının ne miktarda olduğunu ispatlamaktadır. Davalının alacağını ispatlayamadığı bölüm için davacının menfi tespit davasının kabulü gerekir, ispat külfeti davalıya aittir.
Mahkemece ispat külfetinin davacıya ait olduğunun kabulü ile tahkikat yapılması doğru olmadığı gibi mahkemece aldırılan iki bilirkişi raporunun sonuçları da çelişkilidir. Eksik tahkikatla verilen hükmün bozulması kanaatinde olduğumdan saygıdeğer çoğunluğun görüşüne muhalifim.