Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2019/2074 E. 2020/982 K. 11.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2074
KARAR NO : 2020/982
KARAR TARİHİ : 11.06.2020

Davacı … vekili Av. … ile davalı … vekili Av. … arasında görülen dava hakkında Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 2015/801 esas ve 2016/369 karar sayılı ve 05.05.2016 tarihli hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 2017/1579 esas ve 2019/277 karar sayılı ve 21.01.2019 tarihli ilamına karşı taraf vekillerince süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

– KARAR –

Dava, davalı-alacaklı tarafından davacı-borçlu aleyhine 28.000 TL ödemeye ilişkin 30.06.2015 tarihli tediye makbuzuna dayalı olarak yapılan ve itiraz edilmediği için kesinleşen ilamsız takibe karşı açılmış bir menfi tespit davasıdır.
6098 sayılı TBK’nun 207. maddesine göre sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Davalı alacaklının takip dayanağı yaptığı tediye makbuzu ile davacı-borçluya yaptığı ödeme kural olarak mevcut bir borcun ifası anlamına gelir. Davalı-alacaklı bunun bir avans ödemesi olduğunu iddia ediyorsa ispat etmesi gerekir.
Mahkemece, ispat külfetinin davalıya ait olduğunun kabulü ile tahkikat yapılması gerekirken ispat külfetinin davacı da olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Ancak davacı dava dilekçesinin 3.bendinde’’… Bu alım-satım doğrultusunda müvekkil davalıya ait … isimli işyerine kilosu 85 kuruştan 30.06.2015 tarihinde 9222 kilo 02.07.2015 tarihinde 14994 kilo 12.07.2015 tarihinde 8207 kilo olmak üzere toplam 32423 kilo kiraz (27.559,55 TL) ve kilosu 1.750 kuruştan 12.07.2015 tarihinde 4113 kilo vişne satımı (7.197,75 TL) gerçekleştirmiş ve teslimatını yapmıştır .’’ şeklinde bir beyanda bulunmuştur. Davacının bu beyanı davalının takibe dayanak yaptığı 30.06.2015 tarihli tediye makbuzu karşılığında davacının aynı tarihte kilosu 85 kuruştan 9222 kg kiraz teslim ettiği ve tediye makbuzunun bu teslimat dışında kalan kısmının peşin ödeme olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda davalının takip dayanağı tediye makbuzuna göre 30.06.2015 tarihinde 9222 kgx0,85 TL/kg =7.837,70 TL tutarında mal teslim ettiği, tediye makbuzunun geriye kalan 28.000 TL – 7.837,70 TL =20.162,30 TL’lik kısmının ise avans olduğu ortaya çıkmaktadır. İspat külfeti üzerinde olan davalı, davacının dava dilekçesindeki yukarıda açıklanan ikrarı ile tediye makbuzunun 20.162,30 TL’lik kısmının avans olduğunu ispatlamıştır.
Buna karşılık davacı borçlunun bu avans karşılığı mal verdiğini kanuni delillerle ispatlaması gerekirken ispatlayamadığı anlaşılmaktadır.
Davacının davasının 7.837,70 TL’lik kısım yönünden kabulüne, 20.162,30 TL’lik kısım için ise reddine karar verilmesi gerekirken tamamen reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Dairemizce de davacı temyizi üzerine yerel mahkeme kararının yukarıda yazılı değişik gerekçe ile bozulması gerekirken 2017/1579 esas ve 2019/277 karar sayılı ve 21.01.2019 tarihli karar ile verilen ’’Dava, davalı alacaklı tarafından davacı aleyhine yapılan ve davacı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmediği için kesinleşmiş olan icra takibine karşı açılmış menfi tespit davasıdır. Davalı alacaklının yaptığı icra takibinin dayanağı davalı tarafından davacıya yapılan ödemeyi gösterir tediye makbuzudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 207. maddesine göre aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Davalı alacaklının tediye makbuzu ile yaptığı ödeme kural olarak mevcût bir borcun ifası anlamına gelir. Davalı alacaklı bunun bir avans ödemesi olduğunu iddia ediyorsa bunu ispatlaması gerekir. Mahkemece ispat külfetinin davalıda olduğu kabûl edilerek tahkikat yapılması gerekirken ispat külfetinin davacıda olduğunun kabûlü ile yargılama yapılıp karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. ’’ şeklindeki bozma kararı doğru olmamış ve taraf vekillerinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile bozma kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairemizin 2017/1579 esas ve 2019/277 karar sayılı ve 21.01.2019 tarihli bozma ilamının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde karar düzeltme isteyen taraflara iadesine, 11.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.