YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/827
KARAR NO : 2018/6165
KARAR TARİHİ : 28.11.2018
19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, dava dışı …’in … Bankası Şubesi ile kredi sözleşmesi imzaladığını ve 21.260 TL kredi kullandığını, bu kredi sözleşmesinin kefillerinin davacı ve davalının olduğunu, davacının daha sonra borcun tamamını ödeyerek bankadan alacağı temlik aldığını ve bankaya halef olduğunu, … İcra Müdürlüğünün 2013/868 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının borca itiraz ederek takibin durduğunu, icra takibinde davalının 10.630 TL’lik kısmına yönelik yaptığı itirazının iptaline, takip konusu alacak kısmının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kendisi ile birlikte davadışı …’in kredisine kefil olduğunu, komisyonculuk işi ile uğraştığını, asıl kredi borçlusu …’in önceden kendisinin müstahsili olduğunu, kendisine mal veren birisi olduğunu, daha sonra kendi komisyonculuğundan ayrılarak davacıya mal vermeye başladığını,davacı tarafından yapılan ödemenin kredi borçlusunun davacıya verdiği mallar karşılığında olduğunu, davacı tarafından yapıldığı iddia edilen ödemenin tarihine bakıldığında rücuen alacak iddiasında bulunma hakkının zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre ,dava dışı asıl borçlu … ile dava dışı Halkbank arasında kredi sözleşmesinin bulunduğu sonraki taahhüt metninden ve yapılan ödeme kayıtlarından anlaşılmakta ise de buna ilişkin kredi sözleşmesi tüm yazışmalara rağmen temin edilemediği, 11.11.2008 tarihli taahhüt metninde dava dışı kredi borçlusu …’in 10.000 TL tutarında muaccel borcunun bulunduğu, bu borcun yapılandırılarak 11.05.2009 tarihinde 5.000 TL, 11.11.2009 tarihinde 5.000 TL anapara ve 3’er aylık dönem sonlarında faiz tahsilatı yapılmak üzere tarafların anlaştıkları, bu anlaşmaya …, … ve …’un kefil oldukları , dosya içeriğine göre davacının ilk kefaletinin 11.11.2008 tarihli taahhütname metninde bulunduğu, bu nedenle bu tarihten itibaren çekilen kredilerin ve ödemelerin esas alınması gerektiği, 11.11.2008 tarihiden önce davacının ve davalının kefil olduğunun belgelenemediği, davacı tarafından belirtilen tarihten sonra taahhütname kapsamında 12.760,35 ödemenin yapıldığının anlaşıldığı, bu haliyle kefil sayısının 3 olması nedeniyle davacı kefilin davalı kefilden talep edebileceği meblağın 4.253,45 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kefalet sorumluluğu karşısında ödenen bedelin diğer kefile rücuen tazminat istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır. Davacı davaya dayanak olarak rücu belgesi başlıklı bila tarihli belgeye dayanmıştır. Mahkemece … Bankası … Şubesinden alındığı iddia edilen bu belge kapsamındaki bilgilerin doğru olup olmadığını ilgili banka şubesinden tespit ettirerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermesi gerekirken eksik incelemeyle davacının dayandığı rücu belgesi araştırılmadan hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 28/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.