Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2018/652 E. 2018/5515 K. 06.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/652
KARAR NO : 2018/5515
KARAR TARİHİ : 06.11.2018

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki (asıl) alacak ve (birleşen) itirazın iptali davasının usul yönünden bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen dava davacı vekilince duruşmalı olarak, temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. …’nun geldiği, karşı taraftan kimsenin gelmediği görülmüş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Asıl davada davacı vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi uyarınca alım taahhüdünü yerine getirmeyen davalının 29.490 USD karşılığı 55.697,00TL cazai şart ödemesi gerektiğini ileri sürerek bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davacı tarafın 250.000,00TL’lik kırsal motorini 12 ay ödemesiz olarak verme taahütünü yerine getirmediğini buna göre kendi taahhüdünü yerine getirmeyen davacının cezai şart talep edemeyeceğini, davanın hukuki dayanağı bulunmadığını savunarak reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi uyarınca satılan mal bedelinin ödenmediğini, ayrıca akdin ihlali nedeniyle cezai şart alacaklarının doğduğunu, cari hesap, vade farkı, cezai şart ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 282.560,43TL’nin tahsili için başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonrası 28.842,03 TL ödendiğini ve bakiyeye itiraz edildiğini ileri sürerek, 253.718,40 TL alacağa yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili; bayilik sözleşmesi gereği verilen ipoteklerin genel mahkemede dava açılıp alacağın miktarı belirlemedikçe ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davalının alım taahhütünü yerine getirmediği için cezai şart ödemesi gerektiği, ancak cezai şart miktarında tarafların gelir ve giderleri, sözleşmeye konu işin niteliği ve hesaplanan cezai bedeline göre %50 hakkaniyet indirimi yapılmasının uygun görüldüğü gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine 27.310,00TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının ticari defterlerine göre davalıdan 12.03.2012 tarihi itibari ile kaydi olarak 126.563,34TL alacaklı göründüğü, davacı yanın davalıyı ihtarla temerrüde düşürdüğü dolayısı ile 1.532,63TL birikmiş faiz talep edebileceği gerekçesiyle birleşen itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile davalının İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2012/1149 sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin belirtilen bedeller üzerinden devamına asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava alacak, birleşen dava itirazın iptali davasıdır. Mahkemece başlangıçta verilen 22/10/2014 tarihli ve 2014/365-2014/305 E.-K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmemiş, sadece davalı tarafından birleşen dava yönünden temyiz edilmiş, Dairemizce yapılan inceleme sonucu verilen 23/11/2015 tarihli 2015/5710-2015/15283 E.-K. sayılı kararla davalı lehine bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra verilen temyiz incelemesine konu karar bu kere sadece asıl alacak davası yönünden temyiz edilmiştir. Ancak mahkemece verilen 22/10/2014 tarihli ilk karar davacı tarafından temyiz edilmediğinden davalı yararına kazanılmış hak oluştuğundan davacının bozmadan sonra verilen kararda asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının kabulü mümkün değildir. Bu itibarla mahkeme kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden asıl ve birleşen davacıdan alınmasına, 06/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.