Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2018/3879 E. 2019/845 K. 13.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3879
KARAR NO : 2019/845
KARAR TARİHİ : 13.02.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne,kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü

– K A R A R –

Davacı vekili, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, satıcı firma sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği davacının davalıya mal tedarik ettiğini, davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklı 7 adet fatura tanzim edildiğini ve davalıya iletildiğini, fatura bedellerinin ödenmediğini, ilgili borç için borçluya ödeme ihtarında bulunulduğunu ancak ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı şirket aleyhine takip başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı taraf ile yapılmış olan 29.12.2008 başlangıç tarihli ‘… Ticari Ürün Satın Alma Sözleşmesi’ ile ticari ilişki başladığını, dava dilekçesinde dökümü yapılan ve davaya konu edilen faturaların bedelinin, davalı şirket tarafından 04.10.2011 ve 12.10.2011 tarihinde ödenmiş olduğunu, davalı şirketin herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının davasına konu etmiş olduğu faturalara ilişkin ödemelerin faturaların tebliğini takiben davacı şirkete yapıldığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04.12.2014 tarih, 2014/14527 E. 2014/17544 K. sayılı ilamı ile “Davalı tarafından kesilen mükabil faturalar davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi bir kısmı da davacı tarafından iade edilmiştir. Ayrıca taraflar arasındaki sözleşmede yer alsa bile faturaya dayanak teşkil eden işlem ve hizmetin yapıldığının dayanak belge ile ispatlanması gerekir. Mahkemece, hükme esas olunan bilirkişi raporu, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisini açıkça ortaya koyamayan ve Yargıtay denetimine elverişli olmayan bir rapordur. Bu durumda mahkemece, konusunda uzman yeni bir bilirkişiden iddia ve savunma çerçevesinde davacı vekilinin rapora itirazları da gözetilerek tüm deliller birlikte incelenip, değerlendirilmek suretiyle ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, takip tarihi gözetilerek talep gibi % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesi de bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davalı tarafın ticari defterlerinde davacıya 12/12/2011 tarihi itibariyle borç ve alacağının olmadığı, davacı tarafın defterlerinde ise davalı taraftan 12/10/2010 tarihi itibariyle 24.821,81TL alacaklı göründüğü, davacının defterlerinde davalıdan her ne kadar 24.821,81 TL alacaklı olduğu görülmekte ise de, davalı tarafından davacı tarafa düzenlenen ve davacı defterlerinde kayıtlı bulunmadığı anlaşılan fatura bedelleri düşüldüğünde davacının davalıdan 9.223,20TL alacaklı olduğu, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine
2-Davacı vekilinin icra inkar  tazminatına yönelik temiz istemine gelince Dairemizce 04.12.2014 tarih, 2014/14527 E. 2014/17544 K.sayılı bozma ilamında açıkça “takip tarihi gözetilerek talep gibi % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesi” bozma gerekçesi yapılmıştır. Mahkemece bozma ilamına uyulunmasına rağmen usul hükümlerine ve usuli kazanılmış hakka açıkça aykırı olarak %40 yerine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmediği gibi, davacı reddedilen kısım yönünden İcra takibinde haksız ise de kötü niyetli olduğuna dair dosya içinde delil bulunmamasına rağmen reddedilen kısım üzerinden davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 13/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.