Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2018/3799 E. 2019/2917 K. 06.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3799
KARAR NO : 2019/2917
KARAR TARİHİ : 06.05.2019

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Davacı vekili, müvekkili bankanın ticari faaliyetlerini devam ettirdiği dönemde, kredi kartı sözleşmesi ile kredi kartı kullandırılan … ve müşterek borçlu ve müteselsil kefili … aleyhine takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine, … tarafından itiraz edildiğini, …’ ın borcu olmadığı yönündeki itirazının hukuken geçersiz olduğunu, kart hamili tarafından 19.09.1996 tarihli kredi başvuru formu ve ekinde yer alan sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, borçlunun borca ve ferilerine itirazının da maddi dayanaktan yoksun olduğunu, 13.06.2001 tarihli hesap kat ihtarnamesi ile kat edilerek borcun muaccel hale geldiğini iddia ederek, … 33. İcra Müdürlüğü 2012/27188 E. sayılı dosyaya yapılan itirazın iptali ile %20 oranında inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin böyle bir borcu olmadığını, kefil sıfatıyla da bu sözleşmeyi imzalamadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre, davaya konu kredi kartı sözleşmesinde bulunan takibe esas alınan sözleşmede bulunan imzanın davalının eli ürünü olmadığı, takibe esas alınan sözleşme dışında başka bir sözleşmenin veya alacak doğurmaya elverişli belgenin itirazın iptali davasında ileri sürülemeyeceği, takibe ekli sözleşme ile sonradan dava dosyasına sunulan sözleşmenin arasında bağlantı bulunsa dahi sonuç değişmeyeceği, bağlantılı sözleşme ile ilgili ayrı bir dava veya takibin mümkün olduğu gerekçesiyle davanın reddine, bilirkişi raporunda, imzanın aidiyetinin belirlenemediğinden değil, imzanın davalıya ait olmadığından söz edilmiş olması sebebiyle davacının kötüniyetli olduğu, asıl alacağın % 20′ si nispetinde tazminata karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 06/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.