Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2018/3114 E. 2018/6714 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3114
KARAR NO : 2018/6714
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, taraflar arasında 08.12.2014 tarihli sözleşme olduğunu, davalı şirkete bu sözleşmeye dayalı katkı bedeli ödendiğini, davalı şirketin davacıya ait ürünlerin dışında rakip firmaların ürünlerini satıp teşhir ettiğini, bu hususun mahkeme kararıyla tespit edildiğini, bu şekilde sözleşme hükümlerinin ihlal edildiğini, davalı …’un da davalıyla birlikte müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, davacı alacağından sorumlu olduğunu ileri sürerek cezai şart bedeli ile ödenen katkı tutarının faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının yaptırdığı tespite itiraz edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında satın alma sözleşmesi yapıldığı, davalı şirketin farklı şirketlere ait ürünler satarak taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı hareket ettiği, yine sözleşmeye göre davalı şirketin davacıya katkı payını iade etmesi ve cezai şart ödemesi gerektiği, davalı …’un da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı … vekilinin temyiz istemine gelince, kefalet sözleşmesi 08.12.2014 tarihli olup 6098 sayılı TBK hükümlerine tabidir. TBK’nın 583. madde hükmü uyarınca, kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır. Mahkemece davalının imzasının bulunduğu kefalet sözleşmesinde yasada belirtilen unsurların yer alıp almadığı hususları tartışılmaksızın, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün davalı … yönünden BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 19/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.