Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2018/3046 E. 2019/3384 K. 22.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3046
KARAR NO : 2019/3384
KARAR TARİHİ : 22.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davacının…. İnş San. Ltd. Şti’nin sahibi olduğunu, davacının iş yerinde 29.04.2009 günü hırsızlık yapıldığını, işyerindeki senetlerin, çeklerin ve boş çek karnelerinin çalındığını, çalınanlar arasında bulunan … Bankası … Çarşı şubesinden verilen, boş çek yapraklarından bir tanesinin doldurulduğunu, bu çek bedelinin bankaya davalı … tarafından ibraz edilerek çekin tahsil edildiğini, çekin arkasında diğer davalıların da cirolarının bulunduğunu, davacının davalıları tanımadığını, … ‘ ün çalınan çeki haksız ve kötü niyetli olarak tahsil ettiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalılara borçlu bulunmadığının tespitini ve tahsil edilen 9.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen istirdadını talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davalının iyi niyetli hamil olduğunu, çekin süresinde bankaya ibraz edilerek tahsil edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece verilen davanın reddi kararı, Dairemiz 12.12.2011 gün, 2011/5253 E. 2011/15625 K. sayılı ilamı ile “ Davacı yan, dava dilekçesinde ve yargılama aşamasında dava konusu çekin başka çeklerle birlikte iş yerinden imzasız ve boş olarak çalındığını, çekteki imzanın da davacıya ait olmadığını iddia etmiştir. Açıklanan bu iddia gözetilerek mahkemece sahtecilik iddiasının herkese karşı ileri sürülebileceği göz önünde bulundurulup öncelikle çek üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı iddiası üzerinde durularak bu yönde Adli Tıp Kurumu veya konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme yapılarak yazılı gerekçe ile davanın reddinde isabet görülmemiştir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, adli tıptan alınan rapora göre, çekteki imzanın davacı tarafından atılıp atılmadığının belirlenemediği, çekin çalındığı 29.04.2009 tarihinden hemen sonra bankaya ödememe talimatı verilmediği, davacının çekin çalındığı ve çekteki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan alınan bilirkişi raporunda “İnceleme konusu çekteki keşideci imzası ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu seyir, hız ve baskı derecesi bakımından, aynı elden çıktıklarını gösterir yeterlik ve nitelikte bulgu saptanamadığı” belirtilmiş olup, söz konusu raporda çekteki imzanın davacıya ait olmadığı belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece raporun yanlış yorumlanarak, çekteki imzanın davacıya ait olup olmadığının belirlenemediği şeklindeki yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru olmamıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporu yeterli görülmediği takdirde, grafoloji konusunda uzman bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.