Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2018/1840 E. 2019/3650 K. 30.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1840
KARAR NO : 2019/3650
KARAR TARİHİ : 30.05.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. …ve davalı … vek. Av. … gelmiş, başka gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
– KARAR –
Davacı vekili, davacı şirketin davalılardan… Genetik Ltd Şti ile arasında ticari ilişki olduğunu, davalıya fatura bedellerinin tahsilat makbuzları karşılığında nakit, çek, senet, banka havalesi yoluyla ödendiğini, icra takibine konu senedin ticari ilişki başlamadan evvel teminat senedi olarak verildiğini, senedin teminat olduğuna dair 27.07.2009 tanzim tarihli ve 23.07.2011 tarihli davalı şirkete ait bastırılmış tahsilat makbuzunun bulunduğunu, davalı …’in davalı şirket yetkilisinin yakını olduğunu ve davalılara borçlarının olmadığını belirterek, icra takibinden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın davaya ilişkin sunduğu ödeme makbuzlarının takibe konu senetle bir ilgisi olmadığını,senedin teminat senedi olduğu iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, senedin teminat senedi olmayıp borç karşılığı verilen senet olduğunu savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, davaya cevap vermemiş, yargılama aşamasında davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının senedin teminat olduğunu yazılı delille kanıtlamak yükümlülüğü olduğu gibi, senetteki malen kaydı nedeni ile de malı teslim almadığını ispat etmesi gerektiği, ticari defterlerinin incelenmesinde de senet kaydı bulunmadığı, davacının her iki yönden de davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacının keşideci, davalı… Genetik Ltd.Şti’nin lehdar ve birinci ciranta, davalı …’in son hamil olduğu 03.07.2011 tanzim ve 03.08.2011 vade tarihli 62.406,00 TL bedelli malen kayıtlı bononun teminat için verilmiş olduğu ve teminat koşulları oluşmadığı için bedelsiz kaldığı, davalı …’in davalı şirket yetkilisi …’in kayınbiraderi olduğu ve bedelsiz bonoyu bedelsiz olduğunu bilerek ciro ile aldığına dayalı bir menfi tespit davasıdır.
1-Davacı malen kayıtlı bononun teminat bonosu olduğunu, davalı şirket yetkilisi ise malen kayıtlı bononun borç karşılığı alındığını belirterek bono metnini talil ettiklerinden ispat külfeti yer değiştirmemiştir. Bu itibarla davacı vekilinin davalının bono metnini talil ederek ispat külfetini kendi üzerine aldığına yönelik iddiası yerinde olmayıp davacı vekilinin buna yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı dava konusu bononun davalı şirket yetkilisi … tarafından teminat alındığına ilişkin 23.07.2011 tarihli 1793 nolu davalı şirkete ait bastırılmış tahsilat makbuzu sunmuştur. Davalı şirket bu belgeye karşı herhangi bir beyanda bulunmamış, davalı … vekili ise sadece bu belgenin sahteliğini ileri sürerek karşı çıkmıştır. Ancak mahkemece bu belge hiçbir şekilde irdelenmemiştir.Bu itibarla yerel mahkemenin eksik tahkikata dayalı verilen kararının bozulması gerekmiştir.
Mahkemece yapılması gereken iş, yukarıda sözü edilen belge aslı ve bu belgeyi davalı şirket adına imzalayan … adlı şahsa gösterilerek bu imzanın kendisine ait olup olmadığı hususunda şahsın dinlenmesi,imza inkarı halinde imza incelemesi yapılması ayrıca bu şahsın şirketin temsilcisi, ticari mümessili veya ticari vekili olup olmadığı hususunun araştırılarak tahkikata başlamaktan ibarettir. Bu belgenin … tarafından imzalandığı ve …’nın da bu belgeyi şirket adına imzalamakta yetkili olduğunun anlaşılması halinde bu bononun artık bir teminat bonosu olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda davacının bono ile teminat altına alınan herhangi bir borcu olup olmadığı araştırılmalı ve bu borcun varlığını ispat külfetinin davalı şirkete ait olduğuda dikkatten kaçırılmamalıdır. Bu şekilde yapılacak tahkikat sonucunda bononun bedelsiz kaldığının anlaşılması halinde bu kere davalı şirketin kişi ağırlıklı bir Limited Şirket olduğu gözetilerek bu şirketin ortaklarının ve temsilcisinin kim olduğunun saptanıp, …’in şirket temsilcisi veya ortaklarından biri olduğu anlaşılması halinde senet hamili davalı …’in …’in kayınbiraderi olduğunun saptanmış olduğu gözönüne alınarak, bu şahsın senedin bedelsiz olup olmadığını bilmesi gerekip gerekmediği ve davacıyı bu saikle zarara uğratıp uğratmadığının tespiti ile sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.