Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2018/1778 E. 2019/2351 K. 08.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1778
KARAR NO : 2019/2351
KARAR TARİHİ : 08.04.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Davacı vekili, müvekkilinin kefil olarak imzaladığı 08/02/2013 tanzim ve 15/06/2013 vade tarihli 66.455,00 TL’lik senede dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, senedin bedelsiz bir senet olduğunu, davalı taraf ile müvekkilinin hak sahibi olduğu … şirketi arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, bu cari hesap kapsamında davalı tarafın adı geçen şirkete çeşitli malzemeler verdiğini, bunun karşılığında ise bu şirket tarafından birçok ödemelerde bulunulduğunu, karşılıklı çek ve senet iadelerinin olduğunu, dava konusu çekin de davada şirket tarafından düzenlenerek davalıya verildiğini, sonrasında bizzat davalı tarafın gönderdiği hesap mutabakatına göre iade edilmesi gereken bedelsiz bir senet olduğunu, davacı kefil olarak imza attığı halde takibin yalnız davacı aleyhine yapıldığını, dava dışı şirket ile davalı şirketin ticari kayıtları tetkik edildiğinde senedin bedelsiz olduğunun anlaşılacağını iddia ederek senedin iptaline, borçlu olmadığının tespitine, %20′ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dava dışı keşideci şirketin 1/3 pay sahibi kurucu ortaklarından olduğunu, müvekkilinin keşideci şirkete ticari amaçla çeşitli mallar sattığını, karşılığında çek ve senetler aldığını, ödeme durumunda senetlerin iade edildiğini, davacının sunmuş olduğu cari hesap ekstresinde belirtilen iade kaydı düşülen senedin, dava konusu senet olmadığını savunarak, davanın reddini, %20′ den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava dışı … . Ltd. Şti. ile davalı şirket arasında ticari bir ilişki bulunduğu, bu ticari ilişkiden kaynaklı olarak dava dışı … . Ltd. Şti tarafından davacının avalist olarak bulunduğu 08/02/2013 tanzim ve 15/06/2013 tarihli 66.455,00TL’ lik senedin davacıya verildiği, senedin davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bono bedelinin ödenmemesi üzerine Ankara 28. İcra Müdürlüğü’nün 2015/938 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği, 66.455,00 TL bedelli senedin … . Ltd. Şti’nin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, aralarında bir ticari ilişki bulunduğu, bedelinin ödenmediği, davacının da bono da avalist olarak imzasının bulunduğu, davacının davasında haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle TTK. 702/2 maddesinin “Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir.” hükmüne göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.