Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2018/1750 E. 2019/3544 K. 28.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1750
KARAR NO : 2019/3544
KARAR TARİHİ : 28.05.2019

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki (asıl ve birleşen) menfi tespit ve istirdat davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. … ile asıl dava davalısı … ve birleşen dosya davalısı vek. Av. …’ın geldiği, başka kimsenin gelmediği görülmüş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan asıl dava davalısı ile taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Asıl davada davacı, davalı ile aralarında 29.12.2003 tarihli protokol düzenlendiğini, protokolde belirtilen taşınmazların satışından …’a yapılacak ödemenin teminatı olarak 29.12.2003 tanzim tarihli bir bono verdiğini, senede ciro ve temlik yapılamayacağına ilişkin şerh konulduğunu, protokol gereğini eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen davalının senedi iade etmediğini ileri sürerek davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, asıl davada bedelsizlik ve tahrifat nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talep ettiği bononun davalı lehtar tarafından tekrar tahsil edilmesini sağlamak üzere birleşen davalı …’e ciro edildiğini ve bu kişi tarafından takip başlatıldığını, senet üzerindeki ciro edilmez kaydının yok edilerek tahrifat yapıldığını, tahrifatın 3. kişilere karşı da ileri sürülmesinin mümkün olduğunu ileri sürerek senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile senet nedeniyle icra dosyasına ödemiş olduğu meblağın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı … vekili, senette tahrifat bulunmadığını, müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti ile ödenen 349.042,00 TL’nin davalılardan tahsiline yönelik olarak verilen karar, Dairemizin 18/02/2008 tarihli ve 2007/11872- 2008/1777 E.-K. sayılı kararı ile “1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalı … ayrı bir senet bulunduğunu ispat edemediğinden …’ın temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davalı … iyiniyetli hamil olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Takip dosyasına konulan senette tahrifat bulunmadığından senedi ciro yoluyla devralan hamilin kötüniyetli olması halinde menfi tespit talebi kabul edilebilir. Bu durumda davacıdan …’in senedi ciro yoluyla devralırken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğine ilişkin delilleri sorulup, toplanan deliller değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabet görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, asıl dava bakımından davalı …’ın temyiz itirazlarının reddine karar verildiğinden davacı lehine usuli kazanılmış haklar da gözetilerek, davalının ikinci bir senet bulunduğunu ispat edememesi ve davacı tarafından yapılan ödemenin davaya konu bono nedeniyle ödendiği anlaşıldığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, davacının davalı …’a borçlu olmadığının tespitine, 349.042,00 TL’nin 07/10/2004 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, davalının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığı için kötüniyet tazminatı isteğinin reddine, birleşen davada davacının davalının bile bile borçlunun zararına hareket ederek senedi devraldığına dair kanıtlarının bildirilmesinin istenildiği, davacının bildirdiği tanıkların dinlenildiği, dosyadaki belgelerle tanık beyanlarından davalının bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin ispat edilemediği, davacının senet lehtarına karşı ileri sürebileceği defileri iyiniyetli yetkili hamil olan davalıya karşı ileri süremeyeceği gerekçesiyle birleşen davanın reddine ve %40 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece, bozmaya uyulmuş, bozma kararı gereğince tahkikat yapılarak birleşen dosya davalısı …’in senedi ciro yoluyla devralırken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğine ilişkin davacı delilleri toplanmıştır. Bu deliller arasında yer alan davacı tanıkları …, … ve …’ın birbirini doğrulayan ve somut vakıa anlatımlarından senet lehtarı asıl dava davalısı … ile senedi ciro ile devralan birleşen dosya davalısı hamil …’in ortak işyeri açan iş ortakları olduğu, bu ortaklığında iki şahsın ortaklığı şeklinde adi ortaklık olduğu anlaşıldığından senedin bedelsizliğini birleşen davalı …’in bilebilecek durumda olduğu halde mahkemece birleşen davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken dinlenilen davacı tanıklarının beyanlarına değer verilmeyerek davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin birleşen davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dava davacılarına iadesine, 28/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.