Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2018/1051 E. 2019/3957 K. 20.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1051
KARAR NO : 2019/3957
KARAR TARİHİ : 20.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

– KARAR –

Davacı vekili, davacının davalıdan süt hayvancılığı tesisleri kurmak için bazı malzemeler aldığını, aralarında alacak verecek kalmadığını, davalının davacı şirketten ödünç para istediğini, 24.01.2013 tarihinde 250.000TL havale yapıldığını, borcun ödenmediğinden alacağın tahsili için …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının asılsız olduğunu ve davacının karz akdini yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, davacının davalıya 08.12.2012 tanzim ve 20.05.2013 vade tarihli 550.000TL bedelli senet ile borçlu olduğunu, alacağın tahsili amacıyla … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/148 Değişik İş sayılı dosyası ile davacı hakkında ihtiyati haciz uygulamasından sonra davacı tarafın sözlü olarak borcu en kısa zamanda ödeyeceklerini belirterek süre talep etmesi üzerine takibe devam etmediklerini beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıya 24.01.2013 tarihinde gönderdiği 250.000,00TL’nin davalıya ödünç para olarak gönderildiği konusunda belge ibraz edilmemesi nedeniyle havale dekontunun ödünç belgesi olarak kabul edilemeyeceği, aksi iddiaların da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Hüküm, Dairemizin 07.04.2016 tarihli, … E. – 2016/6041 K. sayılı ilamıyla, yerel mahkemelerin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda “davanın reddine” denildiği halde gerekçeli kararda “davanın reddine, davalı itirazında haklı olduğundan reddedilen asıl alacak 250.00 TL’nin (250.000 TL olacak) % 20’si olan 50.000 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” denilerek tefhim edilen kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 24.01.2013 tarihinde davalıya gönderdiği 250.000,00 TL’nin ödünç para olarak gönderildiği konusunda belge ibraz edilmemiş olması nedeniyle yapılan ödemenin borç ödemesi olarak kabulü ile davanın reddine, davalının kötüniyet tazminat talebinin davacının kötüniyeti ispat edilemediğinden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı davasında haksız çıkmış ise de takibi kötü niyetle yaptığı anlaşılamadığından mahkemece davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olmasına rağmen, gerekçenin son paragrafının son kısmında “…davalının kötü niyet tazminatına ilişkin talebinin kabulü ile reddedilen asıl alacak miktarının %20’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.” şeklinde karar ile gerekçe arasında çelişki yaratılmıştır. Hükümde karara aykırı gerekçenin yer alması gerekçe-hüküm çelişkisi içerip bozmayı gerektiriyor ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın gerekçesinin son paragrafının yukarıda gösterilen kısmının gerekçeden çıkartılarak yerine “… davacı davasında haksız ise de kötüniyetle takip yaptığı anlaşılamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.” cümlesi eklenerek, gerekçenin düzeltilmiş şekliyle hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : 1-Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının aşağıdaki bent kapsamındaki sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 5236 sayılı Kanunun 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/7 maddesi gereğince mahkeme kararının gerekçesi yazılı şekilde düzeltilerek ONANMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.