Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/893 E. 2018/6431 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/893
KARAR NO : 2018/6431
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfî tesbit davasının yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –

Davacı vekili, davacının dava dışı …’ya dava konusu çeki hatır çeki olarak verdiğini, benzer şekilde başka çekler de verdiğini, dava konusu çekin tahrif edilerek tahsil edilmek istendiğini banka şubesinden öğrendiğini, bunun üzerine ödemeden men talimatı verdiğini, dava konusu çekin davalı bankaya borç teminatı olarak verildiğini öğrendiğini, benzer çeklerden birisi hakkında da menfî tesbit davası açıldığını, ceza mahkemesindeki bilirkişi raporu ile çekteki tahrifatın ortaya çıktığını, davalı bankanın dava konusu çek ile ilgili icra takibi başlattığını, çekin keşide tarihinin 30/10/2007 olduğunu ve zamanaşımına uğradığını iddia ederek davalı bankaya söz konusu çekten dolayı borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu çekin ihbar olunan … Kimya Market Ltd. Şti. tarafından teminat amaçlı verildiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine yasal sürede çekin bankaya ibraz edildiğini, ancak karşılıksız çıkması üzerine icra takibi başlatıldığını, davalı bankanın iyiniyetli hamil konumunda olduğunu, davanın çekte ciroları bulunan kişilere ihbar edilmesini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, keşide tarihinin çekte bulunması zorunlu unsurlardan olduğu, tahrif edilmiş çekin yasal unsurları bulunmadığından kıymetli evrak niteliği taşımadığı, imzası inkâr edilmeyen çekin HUMK.’nın 292. maddesine göre yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı davalı banka tarafından takibe konulan çekteki keşide tarihinin tahrif edilerek bir yıl ileriye alındığını ve böylece ibraz müddeti geçtikten sonra bankaya ibraz edilen çekten dolayı borçlu olmadığının tesbitini istemiştir. Dava konusu çekin kambiyo senetlerine mahsus yolla davalı banka tarafından takibe konulduğu ve çekteki tahrifatın da sabit olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı takipten dolayı borçlu olmadığının tesbitini istemiş olsaydı kambiyo niteliğinde olmayan bir belge ile kambiyo senetlerine mahsus bir takip yapılamayacağından bu talebin kabulü gerekecekti. Ancak davacı takibe yönelik dava açmayıp çekten dolayı borçlu olmadığının tesbitini istemiştir. Davacı çekin keşidecisi olup çek zamanında bankaya ibraz edilmemiş olsa bile çekten dolayı çek hamiline karşı TTK.’nın 818. maddesi yollaması ile 732. maddesi gereğince sebepsiz zenginleştiği oranda sorumludur. O halde davacının bu çekten dolayı sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gereklidir. Mahkemece sadece çekteki tahrifat üzerinde durulması doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılması gerekli iş, davacının bu çekten dolayı sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi için delillerini sorması, davacı sebepsiz zenginleşmediğini ispat ederse davanın kabulü, edemezse davanın reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece çekle ilgili hak düşürücü sürenin dava tarihi itibariyle dolduğundan bahsedilmiş ise de buradaki süre zamanaşımı süresidir ve menfî tesbit davasında davacı işin esası ile ilgili olarak sebepsiz zenginleşmediğini ileri sürerek sonuca gidebilir.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 10/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.