Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/693 E. 2018/6244 K. 03.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/693
KARAR NO : 2018/6244
KARAR TARİHİ : 03.12.2018

19. HUKUK DAİRESİ YARGITAY KARARI

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, dava dışı … Grup Gıda Paz. İnş. Taah. Teks. Turzm. San. Tic. Ltd. Şti. ile davacı banka arasında iki adet genel kredi sözleşmesi akdedildiğini,söz konusu sözleşmeye davalının müşterek ve müteselsil kefil olduğunu,kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi borcunun tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını,davalı tarafından takibe itiraz edildiğini belirterek, yapılan itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, icra takibine dayanak kredi sözleşmelerinde davalının ve yetkili ortağının imzasının bulunduğunu ancak limited şirket için alınan krediye ilişkin sözleşmede davalının kişisel ve müteselsil sorumluluğunu doğuracak bir beyan ve yazısının bulunmadığını, hesap kat ihtarının taraflarına tebliğ edilmediğini, ayrıca müteselsil kefaletten sorumlu olduklarının kabulü halinde dahi TBK’nun 586/1 maddesi uyarınca borcun tahsili için borçluya ihtarname gönderilerek borcun onun tarafından verilen süre dahilinde ödenmemesi halinde kefile başvurulabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece,toplanan deliller,yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,davalının kredi sözleşmesinin tarafı olan dava dışı borçlu şirketin kullandığı krediden kefil sıfatıyla kefalet limiti kapsamında sorumlu olduğu gerekçesiyle bu husus yönünden davanın kabulüne,davacı bankanın kredi kartı kullandırırken borçlu ile ayrı bir sözleşme ile davalı kefilin imzasını almaması,çerçeve sözleşmede yer almamasına rağmen kefalet bölümünde açıklamada bulunarak davalı kefilin imzası bulunmayan kredi kartı sözleşmesi nedeniyle dava dışı firmanın kredi kartı borcundan sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile bu husus yönünden davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece kredi kartı sözleşmesinde davalının kefalet imzasının bulunmaması sebebiyle davalıdan kredi kartı borcunun tahsili isteminde bulunmayacağı belirtilmiş ise de;davalının da imzasının bulunduğu 05.03.2012 tarihli 100.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin 17.maddesinde kefalet ve kefillerin sorumluluğu maddesinde ”… ayrıca bankamız sözleşmesine istinaden verilen kredi kartının kullanımından …. müşterek müteselsil kefil sıfatıyla sorumludur.”hükmünün bulunduğu,yine kredi kartı borcuna dayanak … kredi kartı sözleşmesinden sonra düzenlenen 09.03.2012 tarihli kredi sözleşmesinin başlık kısmında söz konusu kartın şirket kredi kartı olarak şirket tarafından belirlenecek kart kullananlara sağlanması amacıyla ticari hizmet sözleşmesi ve eki ile ayrılmaz parçasının olduğu,yine 32.maddede aynı hükme yer verildiği hususları dikkate alındığında mahkemece her iki sözleşme hükümlerinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.