Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/5220 E. 2019/3929 K. 20.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5220
KARAR NO : 2019/3929
KARAR TARİHİ : 20.06.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davası hakkında … Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen 23.03.2017 gün, … E.-2017/109 K. sayılı hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararın davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. … gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, davacı ile dava dışı Arya Zeytincilik Yemekçilik Gıda İç Tek. … Ltd. Şti. arasında düzenlenen kredi sözleşmelerinin kefili olan davalının teminat olarak 15.11.2011 tarihli ipotek sözleşmesiyle taşınmazlarının tapu kaydına ipotek tesis ettirdiğini, ipotek sözleşmesinin 5. maddesinde tesis edilen ipoteğe ilaveten ipotek tutarı kadar müteselsil kefil sıfatıyla da ayrıca sorumlu olmayı kabul ettiğini, dava dışı borçlu şirketin kredi borcunu ödememesi üzerine keşide edilen ihtarnamelerin de sonuçsuz kaldığını, alacağın tahsili için davalı aleyhine başlattıkları icra takibine vaki haksız itiraz üzerine takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptali ile % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile dava dışı şirket arasında imzalanan ve takibe dayanak olan 13.12.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi ve business kart sözleşmesinde davalının kefaletinin olmadığını, davalının iki taşınmazında dava dışı şirketin borcuna karşılık 15.11.2011 tarihinde 150.000,00 TL limitle davacı yararına ipotek tesis ettirdiğini, ipotek limiti 150.000,00 TL’nin de ödendiğini, davalının imzaladığı ipotek sözleşmesinin 15.11.2011 tarihli olup, takibe dayanak kredi sözleşmelerinin bu ipotek kapsamında kalmadığını, ipotek sözleşmesinin 5. maddesinin TBK’nın 21. maddesine aykırı olduğunu, kefalet tarihi itibariyle evli olan davalının TBK’nun 584. maddesince eşinin rızasının da alınmadığını, kefalet sözleşmesi imzalanırken davalının kefillik hususunda bilgilendirilmediğini savunarak davanın reddi ile %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, kefaletin, düzenlendiği 15.11.2011 tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK hükümlerine aykırı olmadığı, davalının 150.000,00 TL limitli geçerli bir kefaletinin bulunduğu, takibe konu genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ile business card üyelik sözleşmesinde davalının herhangi bir sıfatla imzasının bulunmadığı ve davacı bankanın … Şubesi’nin tarafı olduğu kredi sözleşmesinin ibraz edilmediği, bilirkişi raporunda takibin dayanağı önceki 15.11.2011 tarihli sözleşme nedeniyle davalının kefaletine dayalı talepte bulunulamayacağı yönündeki bilirkişinin görüşüne itibar edilemeyeceği, davacı bankanın dava dışı şirketle düzenlediği genel kredi sözleşmesi nedeniyle toplam 455.284,15 TL alacaklı olduğu, davalı kefilin kefalet limiti tutarında temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olduğu, buna göre 19.01.2016 kat tarihi itibariyle davalı kefilin ana para borcunun 150.000,00 TL, akdi ve temerrüt faizi toplamının 1.000,00 TL ve % 5 gider vergisi 50,00 TL olmak üzere takip tarihi itibariyle davalının sorumlu olduğu banka alacağının 151.050,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının takibe itirazının iptaline, davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalının 15.11.2011 tarihinde … Şubesi ile dava dışı Arya Zeytincilik … Ltd. Şti. arasındaki kredi sözleşmesine istinaden şirket lehine Korkuteli’nde bulunan iki adet taşınmazını 150.000,00 TL limitle ipotek verdiği, ipotek sözleşmesinin 11. maddesinde temerrüt faizini %40 olarak kabul ettiği, 5. maddesinde ise tesis edilen ipoteğe ilaveten ipotek tutarı kadar müteselsil kefil sıfatıyla ayrıca sorumlu olmayı kabul ve taahhüt ettiği, lehine ipotek verdiği Arya Zeytincilik … Ltd. Şti.’nin 13.12.2013 tarihinde davacı bankayla nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi ve business card üyelik sözleşmesi imzaladığı, her ne kadar bu iki sözleşmede davalının kefil olarak imzası yok ise de, 15.11.2011 tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 487. maddesi uyarınca davalının 15.11.2011 tarihli ipotek belgesindeki 150.000,00 TL bedelli kefaletinin geçerli olduğu, davalıya gönderilen 21.01.2016 tarihli ihtarnamenin 22.01.2016 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarda verilen üç günlük ödeme süresinin dolmasıyla 26.01.2016 tarihinde temerrüdün oluştuğu, HMK’nın 282. maddesine göre hakimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirebileceği, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davanın dayanağı olan takip, davacı bankanın … ile dava dışı kredi müşterisi arasında imzalanan 13.12.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi ile business card üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkindir. Takip dayanağı bu sözleşmelerde davalının kefalet imzası bulunmamaktadır. Davalının kredi borcundan sorumluluğu, davacı bankanın Korkuteli Şubesi tarafından dava dışı kredi müşterisine kullandırılan kredinin teminatı olmak üzere yapılan 15.11.2011 tarihli ipotek akit tablosunun 5. maddesinde yer alan ipotek miktarı kadar da kefaletinin bulunduğu maddesine dayandırılmış ise de, kefaletin geçerli olması için kefilin kefil olduğu tarihte mevcut ve muayyen bir borcun veya borç doğurucu bir işlemin (kredi sözleşmesinin) bulunması gerekir. Dava konusu alacak 13.12.2013 tarihli sözleşmelerden kaynaklanmaktadır. Bu sözleşmeler nedeni ile davalının önceki tarihli kefalet sözleşmesinden dolayı kefil olarak sorumlu olduğunun kabulü mümkün değildir. Açıklanan bu gerekçelerle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekilince yapılan istinaf başvurusunun reddedilmesi doğru görülmemiş, istinaf mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 22.06.2017 gün, … E.-2017/637 K. sayılı kararının BOZULMASINA, dava dosyasının Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, Dairemiz ilamından bir örneğin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, vekili Yargıtay duruşmasında davalı yararına takdiren 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 20/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.