Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/4177 E. 2018/6220 K. 29.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4177
KARAR NO : 2018/6220
KARAR TARİHİ : 29.11.2018

19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki asıl itirazın iptali, birleşen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden asıl ve birleşen davanın davalı … yönünden husumet nedeniyle reddine, diğer davalı yönünden asıl ve birleşen davanın reddine yönelik hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –

Asıl davada davacı vekili, davalılar ile davacı arasında sözleşme imzalandığını, davalıların sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, 240.000 TL bedelli mal teslimi yapılmadığını, sözleşmede belirtilen çeklerin tamamının ödendiğini, sözleşmenin 4. maddesinde edimlerin yerine getirilmemesi halinde cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalıların sözleşme gereklerini yerine getirmemesi nedeniyle cezai şartın tahsili için takip başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalılar ile davacı arasında sözleşme imzalandığını, davalıların sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, 240.000 TL bedelli mal teslimi yapılmadığını, sözleşmede belirtilen çeklerin tamamının ödendiğini, buna rağmen davalılaraın sadece 30.000 TL bedelli beyaz eşya teslimi yaptıklarını belirterek 210.000 TL’nin sözleşme tarihi itibariyle faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalılar vekilleri, sözleşmede sözleşmenin tarafları olarak davacı şirket ile davalı şirketin yer aldığını, davalı …’ın sözleşmeyi vekil sıfatıyla imzaladığını, bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini, davalı şirket tarafından davacıya istenilen malların fiyat listesinin gönderildiğini, davacının fiyatı yüksek bulduğunu, bu nedenle davacının sözleşmede yer alan son 4 çekin davalı tarafından üçüncü şirketlere ödenmesinin istendiğini, günü geldikçe çeklerin bedellerinin davalı şirket tarafından ödenerek ve iptal ibaresi yazılarak davacı şirkete teslim edildiğini, davacının isteği ile çeklerin ödenmesini garantiye almak için davacıya senet verildiğini, çekler ödendikçe senetlerin iade edildiğini, davacıya bu şekilde 200.000 TL ödeme yapıldığını, sözleşmenin talil edildiğini,sözleşme gereği yükümlülüklerin yerine getirildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı tarafından sözleşme gereği teslim etmesi gereken 240.000,00.TL’lik malzemenin 40.000,00.TL’lik kısmını malzeme olarak davacıya teslim ettiği, kalan 200.000,00.TL’lik kısmı için davacıya her biri 50.000,00.TL’lik olmak üzere toplam 200.000,00.TL bedelli çek verdiği, çeklerin davacı tarafından ciro edilmek suretiyle 3. şahıslara teslim edildiği, çek bedellerinin davalı tarafından 3. kişiye ödendiği, çeklerin 3. kişiden alınarak davacıya verildiği, davacı tarafından da çek yapraklarının bankaya teslim edildiği, dolayısıyla davalı şirketin sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirdiği, davalı şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, bunun sonucu olarak davacının cezai şart bedelini talep hakkının doğmadığı, davalı …’ın sözleşmede vekil sıfatıyla imzasının bulunduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın davalı … yönünden husumet nedeniyle reddine, diğer davalı yönünden asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacının asıl ve birleşen davalarda davalı … hakkında verilen karara yönelik temyiz itirazının reddine
2-Davacının asıl ve birleşen davada davalı … Limited Şirketi aleyhine yönelik verilen kararda temyiz itirazına gelince; taraflar arasında imzalanan 22.10.2017 tarihli sözleşme gereğince davalı … şirketinin davacıya 240.000 TL malzeme vermesi gerekmektedir. Davalı şirketin davacıya 40.000 TL malzeme verdiği anlaşılmaktadır. Davalı şirket, 200.000 TL’lik mal yerine sözleşmede belirtilen ve davacı şirket tarafından ödenmesi gereken çekleri 3. kişiye ödeyerek iptal ettiğini ve davacıya iade ettiğini, böylece sözleşmedeki edimini ifa ettiğini savunmaktadır. Davacı şirket ise 4 adet çeki çek hamiline kendisinin ödediğini, geri aldığını ve bankaya verdiğini belirtmiştir. Taraflar arasındaki çekişmenin özü bu 4 adet çekin çek hamili 3. kişiden bedeli ödenerek alınma işlemini taraflardan hangisinin yaptığına ilişkindir. Mahkemece çek hamili 3. kişinin tanık olarak dinlenmesi sırasında çek bedellerini davalı şirketten tahsil ederek çekleri ona verdiğini söylemesine dayanarak dava reddedilmiştir. Kural olarak davalının bu savunmasının kanuni delillerle ispatı gerekir. 28.03.2013 tarihinde celsede davacı vekili davalıların tanıklarının dinlenmesine muvafakati olduğunu bildirmiştir. Bu durumda dinlenen davalı tanık beyanının dikkate alınmasında usul hukukuna aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin asıl ve birleşen davada temyiz itirazının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile kararın ONANMASINA, 29/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.