Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/3738 E. 2018/4442 K. 25.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3738
KARAR NO : 2018/4442
KARAR TARİHİ : 25.09.2018

MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında görülmekte olan alacak davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf talebinin kısmen kabulüne ve buna göre yeniden hükmün kurulmasına ilişkin hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. – KARAR –
Davacı vekili, taraflar arasındaki 08/03/2013 tarihli noter satış sözleşmesi ile 2009 model … aracın davalıdan 210.000,00 TL bedelle satın alındığını ve aracın 03/10/2013 tarihli noter satış sözleşmesi ile dava dışı … Ltd. Şti.ne 180.000,00 TL bedelle satıldığını, bahse konu araca C. Savcılığınca kaçak yollardan ithal edildiği gerekçesiyle el konulduğunu, el koyma kararına yapılan itirazın reddedildiğini ve aracın 3. şahsa satıldığını, dava dışı … Ltd. Şti.nin zararının giderilmesi için davacıya başvurması üzerine, davalıya çekilen ihtardan bir sonuç alınamadığından dava dışı şirket ile 15/09/2014 tarihli protokol yapılarak satış bedeli olan 180.000,00 TL’nin dava dışı şirkete iade edildiğini, bu nedenle davacı tarafından davalıya yapılan ödemenin de iadesi gerektiğini ileri sürerek davacının uğradığı 180.000,00 TL zararın 15/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının davada taraf sıfatı bulunmadığından davanın öncelikle taraf sıfatı yokluğundan reddi gerektiğini, davalının aracın gerçek anlamda satıcısı olmadığını, oto alım- satım işini yapan davalının davacı ile aracın gerçek satıcısı arasında aracılık yaptığını ve bu işten ticari bir kazanç dahi sağlamadığını, davalının her türlü satış ve devir işlemlerinin noter garantisinde ve yasalara uygun olduğunu, bir tedbir kararı bulunmasına rağmen davalı alım-satım yapmış ise burada esasen zarara sebep olanların tedbir kararının uygulanmamasına neden olan kişi, kurum ve ithalatı yapan kişiler olacağından davanın onlara yönlendirilmesi gerektiğini, davacı ile dava dışı … Ltd. Şti. arasındaki protokolün davalıyı bağlamayacağını, noter satış sözleşmesinde yazan bedelden fazla talepte bulunulduğunu, davalının bir kusuru bulunmadığını araçların sahte fatura ve belgelerle yurda girmesine izin veren Gümrük Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığının ve kaçakçılığı yapanların sorumlu olduğunu bu anlamda davanın İdare Mahkemesinde açılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının bilmese bile araçtaki gizli ayıptan sorumlu olduğu ve zapta karşı tekeffül sorumluluğu bulunduğu, davacının davalıdan alarak 3. kişiye sattığı aracın 3. kişi elinde iken zaptedilmesi nedeniyle araç bedelini 3. kişiye ödediği, araçtaki gizli ayıptan dolayı herkesin devrettiği kişiye karşı sorumluluğu olduğu, taraflar arasındaki noter satış sözleşmesinde satış bedelinin değişik nedenlerle daha yüksek ya da daha düşük gösterilebildiği bu nedenle aracın satış tarihi itibariyle rayiç değeri olan 180.000,00 TL’nin davalı tarafından davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 180.000,00 TL’nin 15/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili ve ihbar olunan … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; tüm dosya kapsamına göre, dava konusu araç üzerine Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/2856 soruşturma dosyası ile tedbir konulması araçta hukuki ayıp bulunduğu anlamına geldiği, bu durumda satıcının 6098 sayılı TBK’nın 214/1. maddesi gereğince, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada varolan bir hak dolayısıyla satılanın tamamı veya bir kısmı üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olacağı, davalının dava konusu aracın davacıya satışında aracı olduğunu, gerçek satıcı olmadığına yönelik savunmasını ispat edemediği, davaya konu aracın noter satış sözleşmesinde satış bedelinin 170.000,00 TL olduğu ve ödenmesi gereken miktarın bu miktar olması gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak 170.000,00 TL’nin 15/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya yönelik isteğin reddine, ihbar olunan Gümrük ve Ticaret Bakanlığının iş bu davada yerel mahkemece taraf sıfatının kabulüne dair bir ara karar verilmediğinden istinaf talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle, muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesine, karardan bir örneğin … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 25/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.