Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/3613 E. 2019/1889 K. 21.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3613
KARAR NO : 2019/1889
KARAR TARİHİ : 21.03.2019

19. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –

Dava faturaya dayalı alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava konusu icra takip dosyasında davalı yanca yöneltilen itirazın kısmen iptaline ve 83.080 TL üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 26/11/2014 gün ve 2014/1324 Esas – 2014/16981 Karar günlü ilamıyla, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, davaya konu icra takibinin dayanağı olan 51 adet faturayla sınırlı olarak inceleme yapılması gerektiği, taraflar arasındaki tüm cari hesap ilişkisine dayalı inceleme yapılması doğru olmadığı, diğer taraftan davalı tarafından davacı adına düzenlenen fiyat farkı, marketing gibi faturaların davacıya tebliğ edildiği dava dosyasından anlaşılmakta ise de, davalıya iade edilip edilmediği, davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususlarının bilirkişi raporlarından anlaşılamadığı, yeniden oluşturulacak bir bilirkişi heyeti aracılığıyla tarafların itirazlarını da kapsar şekilde inceleme yaptırılarak hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, taraf defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesiyle, davalı tarafından davacı adına düzenlenen ciro primi,marketing, lojistik primi, fiyat farkı, promosyon faturalarının davacı defterinde kayıtlı olduğu, davacının bu faturalara karşılık 60.224,34 TL’lik iade faturası düzenlediği ancak bu faturaların davalı defterinde kayıtlı olmadığı, bu faturalarının kabul edilmesi halinde davacının davalıdan defter kayıtlarına göre 73.264,82 TL alacağı bulunduğu, iade faturalarının mahkemece kabul edilmemesi halinde davacı alacağının 13.040,49 TL olduğunun anlaşıldığı, davacı iade faturalarını 8 günlük yasal süresinden sonra düzenlemiş ise de bu hususun tek başına davalı faturalarındaki alacağın varlığını ispat etmeye yetmediği, davalının fatura içeriğindeki hizmetleri verdiğini dayanak belgeleriyle ispat etmekle yükümlü olduğu ancak davalı tarafından bu yönde delil sunulamadığı, bu durumda davalı faturalarının borca mahsubunun mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile … 1.İcra Müdürlüğü’nün 2008/3825 Esas sayılı dosyasına yönelik itirazın kısmen iptaline, takibin 73.264,82 TL üzerinden devamına, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacının icra inkar tazminatına yönelik temyizine gelince, takip konusu alacağın faturaya dayanması karşısında alacak belirlenebilir (likit) olup davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde icra inkar tazminatının reddedilmesi yerinde değildir.
3-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince, mahkemece bozmadan sonraki bilirkişi raporunda terditli olarak belirtilen 2 seçenekten ikincisi tercih edilerek davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 73.264 TL alacağı olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da bu takdiri doğru olmamıştır. Zira davalı tarafından davacıya gönderilen ciro primi, marketing, lojistik primi vs. sebeplerle düzenlenen 60.224,34 TL tutarındaki fatura davacı tarafından benimsenerek davacı defterlerine işlenmiştir. Bu durumda, davalının belirtilen faturalarda yazılı hizmetleri verdiğinin ve bedelinin faturalarda yazılı miktar kadar olduğunun kabulü gerekir. Davacının sonradan bu faturalara ilişkin iade faturası düzenlemesi bu kabulü ortadan kaldırmaz zira davacının düzenlediği iade faturaları davalı tarafından benimsenmemiştir. Davacının 60.224,34 TL tutarındaki hizmet faturalarının borçtan düşülmesi gerekir. Bu durumda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacağı bilirkişi raporunda 1.seçenekte belirtildiği gibi 13.040,49 TL’dir. Hal böyle olunca davalının yazılı şekilde daha fazla miktar üzerinden davanın kabulü doğru olmamıştır.
SONUÇ: (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, mahkeme kararının (2) no’lu bentte belirtilen nedenlerle davacı yararına, (3) no’lu bentte belirtilen sebeplerle davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 21/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.