Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/3361 E. 2018/4717 K. 03.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3361
KARAR NO : 2018/4717
KARAR TARİHİ : 03.10.2018

19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –

Davacı vekili, taraflar arasındaki komisyonculuk ilişkisi nedeni ile davacının davalılara mal tedarik ve teslim ettiğini, bu malların ve komisyon bedeli yönünden davalılardan alacaklı olduğunu, davalıların kısmi ödemeler sonrası bakiye borcunu ödememeleri nedeniyle takip başlatıldığını, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacıya ödemelerde bulunulduğunu, davacının davalıya 03.07.2013 tarihinde ibraname verdiğini, davacıya başka borcun bulunmadığını savunarak, davanın reddini ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
Diğer davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
Mahkemece, dava konusu malın teslimi konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davalı şirketin ödeme savunmasına yönelik olarak sunduğu ibranamedeki imzanın davacıya ait olduğunun tespit edilemediği, ödenmeyen mal bedeli yönünden davacının alacaklı olduğu, davalı şirket temerrüde düşürülmediği için faiz talebinde bulunulamayacağı,davacının komisyon alacağına dair delil sunulamadığı, davalı … yönünden de taraflar arasındaki sözleşmeye dair delil bulunmadığı, ispatlanamayan alacak kalemleri yönünden davanın reddi gerektiği, kabulüne karar verilen mal alacağının hesaplanabilir olduğu,davalı şirketin itirazında haksız olduğu gerekçesiyle, davanın şirket yönünden kısmen kabulüne kısmen reddine,davalı … yönünden reddine ve icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekilince temyiz edilmiştir.
Dava cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davaya konu icra takip dosyasında 82.239,00 TL asıl alacak 7.697,00 TL komisyon alacağı ile bu alacaklara ilişkin işlemiş faizlerin tahsili isteminde bulunmuştur. Davalı dosyaya 03.07.2013 tarihli makbuz ve ibraname başlıklı belge ibraz etmiş ise de belge altındaki imzanın davacıya ait olmaması nedeniyle söz konusu makbuz ve ibraname içeriği davacıyı bağlamaz. Ancak davalı söz konusu belgeye delil olarak dayandığına göre, 53.442,00 TL borcu olduğunu kabul ederek söz konusu bedeli icra takip tarihinden sonra davacıya ödemiştir. Bu durumda, icra takip tarihi itibariyle davalının borç miktarını 53.442,00 TL olduğunun kabulü gerekir. Bu miktarın üzerindeki alacak kalemlerine ilişkin ispat yükü davacıya aittir. Mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir. Mahkemece 53.442,00 TL alacak miktarı dışında kalan bakiye alacakla ilgili taraf defterleri incelenerek satıma konu faturaların taraf defterlerine kayıtlı olup olmadığı, ödeme ile ilgili ve diğer belgelerin bilirkişi aracılığı ile incelettirilerek bu konularda rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Davacı 53.442 TL üzerindeki davasının ispatlayamadığı takdirde, söz konusu borcun icra takibi sonrasında ancak dava tarihinden önce ödenmiş olması nedeniyle bu miktar alacak üzerinden davacının dava açmakta hukuki yararın bulunmadığı hususunun da gözetilmesi gerekir.
Kabule göre de, dava 21.02.2014 tarihinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 1.000,00 TL için açılmış ve islah ile müddeabihin davacı tarafından artırılması söz konusu olmamıştır.
Mahkemece 19.11.2014 tarihli celse 5 nolu ara kararıyla mahkemece re’sen icra takibindeki miktar üzerinden harcın tamamlanması için davacı tarafa kesin süre verilmiş ve davacı tarafça da 01.12.2014 tarihinde 1.636,85 TL harç daha yatırılmıştır.
Mahkemece re’sen harç tamamlatılarak müddeabih artırılamayacağından mahkemenin 1.000,00 TL’nin üzerindeki kısım yönünden davayı kabulü de usule aykırı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 03/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.