Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/3239 E. 2018/6494 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3239
KARAR NO : 2018/6494
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davacı tarafından ileride yapılması muhtemel ticari işlerin avansı olarak davalıya bir takım çekler verildiğini,planlanan muhtemel ortaklık girişimleri ve ticari ilişkilerin gerçekleşmediğini ancak davalının bu çekleri davacıya iade etmediğini ve ticari borçlarının teminatı olarak bankalara verdiğini ,davacının bunları ödemek zorunda kaldığını belirterek davacının davalıya vermiş olduğu 11 adet çek ve bir adet dekonttan kaynaklı 379.341,04 TL bakiye cari hesap alacağı bulunduğunu, buna ilişkin ilamsız takip başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazının iptali ile alacağın %40 ‘ından az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dava konusu çeklerin ileride yapılması muhtemel ticari işlerin avansı olarak verildiğine dair iddiasının yerinde olmadığını, çekin bir ödeme vasıtası olup kural olarak bir borcun tasfiyesine yönelik verilmesinin hukuki anlamda bir karine teşkil etmekte olduğunu, taraflar arasında söz konusu çeklerin davalı yana verildiğini veya verildi ise bile bu çeklerin iadesini gerektirecek herhangi yazılı bir sözleşmenin olmadığını davacı şirketin davaya konu çekleri davalıya verdikten sonra ciro edilerek bankaya verilip davalı tarafından çekilen kredinin davacılara elden teslim edildiğini, davacıların da aldıkları paraları kullanıp gerek borçlarını gerekse kendi ihtiyaçlarını karşıladıklarını, kredilerin ödeme günleri geldiğinde paraları elden getirip davalıya teslim ettiğini, davalının da parayı bankaya götürüp yatırarak verilen çekleri aldıktan sonra davacılara iade ettiklerini, işleyişin bu şekilde olduğunu, dava konusu çekin hatır çeki olduğunu, davacıya borç bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı tarafın dava konusu çeklerin ileride kurulacak ortaklık ilişkileri ve başka proje işleri için avans olarak davalı tarafa verildiğini iddia ettiği, fakat tarafların ticari defter ve kayıtları ile dava dışı … … Köyü ve Tekstil Ltd. Şti. ticari defter ve kayıtlarından saptandığı üzere, tarafların aralarında yoğun bir şekilde bankalardan kredi temini amacıyla hatır çekleri düzenledikleri ve bu çeklerin karşılığında bankalardan kredi kullandıkları, kredi için teminata verilen çeklerin vadesi gelmeden kredi hesaplarına nakit ödeme yapıldığı ve çeklerin iade alındığının anlaşıldığı , yine davalı tarafın sunduğu belgelerde de; davalı şirket üzerinden bankalara verilen … çeklerinin davacı şirket yetkilisi … tarafından ödeneceğinin, 17/05/2011 tarihinde İş Bankasından çekilen 78.000,00 TL krediyi …’nın teslim aldığının tespit edildiği, tüm bunların davalı tarafın savunmalarını doğruladığı, davacının dava konusu çeklerin avans olarak verildiğine ilişkin dosyaya yazılı delil ve belge sunmadığı dolayısıyla davanın sübut bulmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilerek davacı tarafın iddiasını ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de davalı tarafça dosyaya sunulan 06.07.2012 tarihli karşı cevap dilekçesinde özetle, söz konusu çeklerin hatır çeki olarak davacı tarafından kendilerine verildiği, bu çeklerin bankaya ibraz edildiği ve bilahare alınan kredileri davacı tarafa ödedikleri, kredi ödemelerinin zamanı geldiğinde ise yine davacı tarafından kendilerine verilen paralarla bankaya ödeme yapıldığı savunulduğundan, davalı taraf bu savunmasını ispatla yükümlü olup, mahkemece ispat yükünün tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmayıp kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.