Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/3150 E. 2019/647 K. 06.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3150
KARAR NO : 2019/647
KARAR TARİHİ : 06.02.2019

Davacı … Dolum Tevzii Tic. San. A.Ş. vek. Av. … ile davalı … vek. Av. … arasındaki itirazın iptali davası hakkında … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 11.02.2016 gün ve 2015/951 E. – 2016/39 K. sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 23.03.2017 gün ve 2016/15133 E. – 2017/1390 K. sayılı ilamına karşı davalı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –

Dava itirazın iptali davasıdır. Dava dayanağı icra dosyası içinde yer alan takip talebinde davacı alacaklı 25.445 TL asıl alacak ve 18.351,56 TL faiz olmak üzere toplam 43.797,24 TL talep etmiş ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi talep etmiştir. Mahkemece yapılan tahkikat sırasında asıl alacağın varlığı saptanmış, işlemiş faiz ise cari hesabın kapatıldığı tarih ile takip talep tarihi arasında yasal faiz üzerinden 6.164,22 TL olarak gösterilmiş, mahkemece bu rapora dayanıldığı gerekçede gösterilmiş ise de hüküm gerekçeye aykırı şekilde tam kabul şeklinde kurulmuştur. Mahkemece bilirkişi raporu benimsendiğine göre hükmün kısmen kabulü ile davalının itirazının 25.445 TL asıl alacak ve 6.164,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.609,90 TL üzerinden kabulüne ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken gerekçeye aykırı hüküm kurulmuştur. Mahkeme kararının öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Ancak bunun dışında işin esası ile ilgili olarak da davacının alacağı sadece davacı defterlerine göre hesaplanmıştır. Halbuki davalı defterleri de incelenmeli ve taraf defterleri arasında çelişki bulunması halinde davacı defterleri tek başına yeterli olmadığı, bu durumda davacının davalıya sattığı malları teslim ettiğini kanuni delillerle ispat etmesi gerekir. Mahkemece bu yönde tahkikat eksik bırakılmıştır.
Ayrıca işlemiş faiz yönünden davacı davalıyı temerrüde düşürmediği takdirde takip öncesi işlemiş faiz gerçekleşmez. Bilirkişi raporunda dosyada temerrüt ihtarnamesi olmadığı için cari hesap kapanış (son fatura) tarihini esas alarak faiz hesabı yapılması da hatalıdır. Dosya içinde davacı tarafından davalıya gönderilmiş ihtarname olduğu saptanılmış, bu ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi belirlenip ihtarname içeriğinde belirtilen ödeme süresi eklenerek bulunacak tarihten takip tarihine kadar temerrüt faizi hesaplanmalıdır.
Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının davalı vekilinin temyizi üzerine bozulması gerekirken onanması doğru olmadığından davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile onama kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 23.03.2017 gün ve 2016/15133 E. – 2017/1390 K. sayılı onama kararının kaldırılarak hükmün belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 06/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.