Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/312 E. 2018/6077 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/312
KARAR NO : 2018/6077
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki ipoteğin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabûlüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –

Davacılar vekili, davacıların eşlerinin hissedar oldukları … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkiinde kain taşınmaz üzerinde dava dışı … şirketinin davalı banka ile yaptığı ve yapacağı kredi sözleşmelerinden doğacak borçlarının teminatı olmak üzere ipotek tesis edildiği, davacıların rızası alınmadan yapılan ipotek sözleşmesinin geçersiz olduğu iddiasıyla ipoteğin iptaline tapu kayıtlarının düzeltilmesine kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin 584 üncü maddesinde açıkça diğer eşin kefaletinden bahsedildiği, taşınmaz maliklerinin sadece ipotek veren 3. şahıslar olduğu, müşterek müteselsil kefil sıfatlarının bulunmadığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194 üncü maddesinin amacının aile konutu sayılan taşınmazlar üzerinde tek başına bir eşin tasarrufta bulunmasına mâni olmak olduğu, taşınmazın arsa vasfında olduğu ve aile konutu olmadığı gerekçeleri ile davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, genel kredi sözleşmesinde davacıların eşlerinin müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatlarının olmadığı, ipotek veren 3.kişi konumunda oldukları, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacı güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir aynî hak olan ipotek ile ilgili olarak, kefalette eşin rızasına ilişkin hükümlerin Türk Borçlar Kanunu’nun 603 üncü maddesi uyarınca ipotekte de uygulanması gerektiği, ipotek verilmesi esnasında, TBK’nın 584 ve 603 üncü maddeleri gereği davacı eşlerin rızasının alınması gerektiği hâlde alınmadığından davanın kabûlüne ve banka lehine konan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TBK’nun 603. maddesinde kefalet benzeri kişisel güvence verilmesine ilişkin başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere kefalet hükümleri uygulanacağı belirtilmiş olup, dava konusu ipotek tesisi aynî bir güvence olduğundan TBK’nun 603. maddesinin mevcut uyuşmazlıkta uygulanma imkânı olmadığı gibi, bu madde aile konutunun korunmasına ilişkin TMK’nun 194. maddesini aile konutu olmayan taşınmazlara yönelik genişletmesine de imkân vermemektedir. Bu bakımdan davanın reddi gerekirken yanılgılı gerekçeyle karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek hâlinde temyiz eden davalıya iadesine, 26/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.