Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/2383 E. 2017/7468 K. 31.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2383
KARAR NO : 2017/7468
KARAR TARİHİ : 31.10.2017

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. … ile davalı vek. Av. …’nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR-
Davacılar vekili, müvekkillerinin muris…’in mirasçıları eşi ve 2 çocuğu olduğunu, davalının ise davacıların murisinin kardeşi olduğunu, davalı tarafça müvekkilleri hakkında icra takibine konu edilen 01/01/2006 tanzim tarihli, senedin muris muvazaası nedeniyle bedelsiz olduğunu, müvekkillerinin murisi …’in 29/12/2006 tarihinde vefatı sonrasında murislerinin… 38 parseldeki taşınmaz hissesini dava dışı ablasına sattığını öğrendiklerini, bu nedenle açılan muris muvazaası nedeniyle tapu iptal tescil davasının müvekkilleri lehine sonuçlandığını, mahkeme kararının Yargıtay’dan onanarak kesinleştiğini, davalının müvekkillerini miras haklarından mahrum bırakmak amacıyla bu defa müvekkilleri hakkında bu davaya konu takibi yaptığını, müvekkillerinin murisi …in ağabeyi olan davalı ile bu denli yüksek ticari bir ilişkisinin bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkillerinin miras paylarının önüne geçilmek amacıyla verilen senet nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davada hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, davacıların murisin hayatta iken yaptığı borçlandırıcı işlemleri ve ticari faaliyetlerinin kötü olduğunu bildiğini, davacının bu dosyayı ilişkilendirmeye çalıştığı dosyanın taraflarının …ve … olduğunu, müvekkili…in o davada taraf olmadığını, davacı tarafın tarafları bile aynı olmayan bir davaya dayanması nedeniyle kötüniyetli olduğunu, davacılar vekilinin senedin davacıları miras hakkından mahrum etmek için takibe konulduğu iddiasının gerçek olmadığını, davacıların iddialarını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın muvazaaya dayalı mal kaçırma kastıyla düzenlenen bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti davası olduğu, davalı lehtar ile senedi düzenleyen murisin kardeş oldukları, davalının senedin gerçek bir alacak için düzenlendiğini, murisin borçlarını ödediği için bu senedin düzenlendiğini savunmasına rağmen bu savunmasını yazılı delille kanıtlayamadığı, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/478 E. sayılı dosyasında davacıların açtığı muris muvazaası nedeniyle tapu iptal tescil davasının davacılar lehine sonuçlanması akabinde dava konusu bononun davacılar hakkında takibe konu edilmesi, dava konusu bononun tanzim tarihi 01/01/2006 ile vade tarihinin 01/10/2011 tarihi olduğu ve takip tarihi nazara alındığında 5 yılı aşkın bir süre olduğu, murisin 29/12/2006 tarihinde vefat ettiği dolayısıyla mevcut durumun hayatın olağan akışına uygun olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıların dava konusu 800.000 USD’lik senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına yatan toplam 121.190,74 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 01/01/2006 tanzim 01/10/2011 vade tarihli keşidecisi …lehtarı … olan kambiyo senedi ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Senet nakten düzenlenmiş olup ihdas nedeni davalı tarafından değiştirilmemiştir. Senede karşı iddianın ispatı yine senet ile olur ve açıkça muvafakat edilmedikçe tanık dinlenilemez.
Bu durumda kambiyo hukukunun temel prensiplerine göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken yazılı şekilde tanık dinlemek suretiyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 31/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.