Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/2346 E. 2019/476 K. 24.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2346
KARAR NO : 2019/476
KARAR TARİHİ : 24.01.2019

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacı vekili, davalı ile davacı arasında 04.02.2010 tarihinden beri süregelen ticari ilişki kapsamında davalıya ürünlerin USD üzerinden satıldığını ileri sürerek, kur farkı faturasının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından kesilen faturaların TL cinsinden olduğunu ve ticari defterlerinde de TL cinsinden kayıtlı olduğunu, yapılan ödemelerin TL cinsinden olduğunu, davalı şirket defterlerine göre borç olarak gözüken 55.079,36 TL’ nin takipte itiraz süresi içinde ödendiğini ileri sürerek, davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının takip tarihi itibari ile 9.893,32.-USD kur farkı alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının takip dosyasına yaptığı kısmi itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Hüküm Dairemizin 20/01/2016 gün ve 2015/4325 E.-2016/377 K.sayılı ilamıyla, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi hükmü uyarınca eksik peşin harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilerek karar verilmesi doğru olmadığı gibi, hükümde “davanın kabulüne kısmi itirazın iptaline” denilmiş ise de hüküm altına alınan kısmi itiraza uğrayan miktar açıkça yazılmamış olmakla HMK’nın 297. maddesine aykırı olarak infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmasının da doğru görülmediğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama göre, davacı tarafından emtia satışına ilişkin fiyat tekliflerinde tarafların USD cinsi üzerinden anlaştıkları, düzenlenen faturaların TL cinsinden düzenlendiği, faturaların üzerinde USD cinsinden o günkü Merkez Bankası döviz kurunun yazılı olduğu, ayrıca fatura üzerinde ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kurunun geçerli olacağının da yazılı bulunduğu, hükme esas alınan rapordaki hesaplamaya göre davacının davalıdan 9.489,49 USD kur farkı alacağının bulunduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile davalının Antalya 1.İcra Müdürlüğü’nün 2013/8641 Esas sayılı dosyasına yönelik kısmi itirazın iptali ile takibin 9.489,49 USD asıl alacak ile 350,54 USD işlemiş faiz yönünden devamına , %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır. Dava dayanağı takipte 35.323,36 USD tutarında faturadan kaynaklanan asıl alacak ve 418,67 USD tutarında işlemiş faiz talep edilmiş, takip dayanağı olarak da 01/08/2013 tarih ve 266079 no’lu 35.961,18 USD tutarında fatura ve 06/09/2013 tarihli 5184 no’lu 9.489,49 USD tutarlı fatura gösterilmiştir. Ancak takip dayanağı bu faturaların tarih ve numarası tutmakla beraber meblağları ve para cinsi tutmamaktadır. Faturalar TL ve YTL cinsinden düzenlenmiştir. Döviz cinsinden bir borcun döviz cinsinden takibi veya memleket parasına dönüştürülerek takibi mümkün ise de, memleket parası cinsinden bir borcun herhangi bir dövize dönüştürülerek takip yapılması mümkün değildir. Bu itibarla davanın dayanağı olan icra takibi usulüne uygun bir takip değildir. İtirazın iptali davalarında usulüne uygun icra takibi bulunması dava şartıdır. İşin esası yönünden de, davacı takip dayanağı yaptığı faturaları ibraz edememiştir. Bu itibarla davacının esasa ilişkin alacak hakları saklı kalmak kaydıyla davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 24/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.