Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/2283 E. 2018/4879 K. 09.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2283
KARAR NO : 2018/4879
KARAR TARİHİ : 09.10.2018

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de duruşma pulu eklenmemiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –

Davacı vekili, davacı şirket hakkında icra takiplerine konu edilen çeklerin keşidecisi kısmında bulunan imzaların davacı şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürerek takip konusu çeklerin iptali ile bu çeklere dayalı … 16. İcra Müdürlüğünün 2008/8823 ve 2008/9091 sayılı dosyaları ile başlatılan takiplerin iptaline, bu takip dosyalarında davacının borçlu olmadığının tespiti ile %40 tazminata karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu çeklerin davacı şirket ortaklarından … tarafından imzalandığını, …’ın davacı şirket yetkilisi olduğunu, davalının davacı şirket yetkilisini bilme imkanı bulunmadığını, davacı şirket adına daha önceki çek ve bonoların da Ahmet Akın tarafından imzalandığını ve davacı şirket tarafından sorunsuz ödendiğini, çeklerin altındaki imzaların şirket adına tüm işleri yapan ortağına ait olduğundan davacı şirketin kendi ortağının haksız fiilleri nedeniyle borçlu olmadığını ileri süremeyeceğini savunarak davanın reddi ile %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davaya konu çeklerin üzerindeki imzaların davacı şirket yetkilisi eli ürünü olmadığnın ve davacı şirketin…. tarafından imzalanan çeklerden ödediği herhangi bir çekin bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine, 20.000,00 TL bedelli çekte davalının lehtar olduğu çeki imzalayanın kim olduğunu bilebilecek durumda olduğu gerekçesiyle bu çek yönünden davalının kötü niyet tazminatı isteğinin kabulüne, 50.000,00 TL bedelli çekte ise davacının çeki ciro ile temlik aldığından 50.000,00 TL bedelli çek yönünden kötü niyet tazminatı isteğinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu çekleri davacı keşideciye atfen imzalayan kişinin davacı şirket yetkilisi olmadığı, diğer bir deyişle çekteki imzanın yetkiliye ait bulunmadığı gerekçesiyle dava kabul edilmiş ise de davalı, bu çeklerin … tarafından vekaleten imzalandığını savunmuş, yargılama sırasında çekleri vekil sıfatıyla imzalayan … hakkında şikayette bulunulmuş ve bu kişi hakkında kamu davası açılmıştır. Bu dava sonucunun beklenilmeksizin karar verilmesi doğru olmamıştır. Temyiz incelemesi aşamasında bu kişinin şirkete ait çekleri kendisine verilen vekalete istinaden imzaladığı anlaşılması üzerine beraat ettiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece dava konusu çeklerin davacı şirket yetkilisinin vekalet verdiği … tarafından vekaletnameye dayanılarak imzalandığı savunması hususunda ceza dosyasındaki deliller değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 09/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.