Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/2106 E. 2018/6508 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2106
KARAR NO : 2018/6508
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulü ile birleşen dava davalısı … bank A.Ş hakkında husumet yokluğundan reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Asıl ve birleşen davacı vekili asıl davada, davacı aralarındaki ticari ilişki nedeniyle dava dışı … Ltd Şti yetkilisi Mustafa Işık’a verilen çeklerin, davacı şirketin keşideci imzası boş olarak teslim edildiğini, çeklere karşılık kararlaştırılan malların teslim edilmediğini, çeklerden 53.000 TL bedelli çekin davalı … Ltd.Şti. tarafından diğer davalı bankaya kredi kullandırımına karşılık verildiğini, çeklerdeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını belirterek 53.000 TL’lik çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini, birleşen davada ise; dava dışı şirket yetkilisine imzası boş olarak verilen ancak aralarında herhangi bir ticari ilişki bulunmayan davalı … Ltd.Şti tarafından kullanılan toplam 3 adet 37.500 TL’lik ve bir adet 53.000 TL’lik çeklerden dolayı da borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl dava davalısı … Varlık A.Ş vekili, davalı bankanın diğer davalı … Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. firmasına genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırdığını, kredi borçlusu firmanın da dava konusu çeki 01/11/2011 tarihinde davalı bankaya teslim ettiğini, davacı şirketin diğer davalı … Gıda San ve Tic Ltd Şti ile imzalamış olduğunu iddia ettiği sözleşme çerçevesinde çeklerin teslim alındığına ilişkin tediye makbuzlarının tanzim tarihinin ise 10/11/2011 olduğunu, davacı tarafın iddiasının haksız olduğunu, davalı bankanın iyi niyetli olarak çeki ciro ile teslim aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı … Ltd.Şti. cevap sunmamıştır.
Birleşen dava davalı … Bank A.Ş vekili, müvekkili davaya konu çeklerde taraf olmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı şirketin aralarındaki ticari ilişkiye dayanarak çekleri dava dışı … Ltd Şti’ne keşide imzası boş olarak verdiği, daha sonra bu çeklerin keşideci imzalarının davacı şirket yetkilileri dışında bir kimse tarafından atılarak çekin ciro edildiği ve takibe konu yapıldığı, … 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/425 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında bilirkişi tarafından keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği, dava konusu çek yargılama sırasında davacının elinde olmayan sebeplerle kaybolduğundan mevcut delil durumuna göre de çekteki keşideci imzası davacı şirkete ait olmadığından davacının, lehtara ve senet metninden anlaşılan defileri herkese karşı ileri sürülebileceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı temlik alan … Varlık A.Ş ve … Bank A.Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin 01.02.2016 gün 2015/8986 E. – 2016/1307 K. sayılı ilamı ile ”1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı temlik alan … Varlık Yönetimi A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davaya dayanak teşkil eden çek fotokopisinden anlaşıldığı üzere davalı …’ın çekte bir sıfatı bulunmadığı gibi davacı aleyhine takip de başlatmadığı görülmekle , bu davalı yönünden pasif dava ehliyetinin yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu davalı yönünden de kabul şeklinde hüküm kurulması ve ayrıca 2012/239 Esas sayılı dosyada taraf olmadığı halde karar başlığında gösterilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir’’ şeklinde mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda, asıl dava yönünden temyiz itirazlarının Yargıtay 19.Hukuk Dairesince reddedildiği gerekçesiyle yeniden inceleme ve yargılama yapılmadığı, birleşen davada, davalı bankanın, borçlu olunmadığının tespiti istenen çekte her hangi bir sıfatla yer almadığı, davacı ve diğerleri aleyhine takip yapmadığı ve davada pasif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından yalnızca vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Mahkemece birleşen davada davalı … Bank A.Ş(eski ünvanı ile Euro Bank A.Ş) hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olup, birleşen davada davalı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.’nin 7/2 maddesi uyarınca 1.800,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 6.180,00 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 HMK.nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerele, hükmün birleşen davaya ilişkin (2) nolu bendinin hükümden çıkarılarak yerine (2) nolu bend olarak, “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. uyarınca 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,” sözcük ve yazı dizisinin eklenerek, hükmün değiştirilen bu haliyle düzeltilerek ONANMASINA , peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.