YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2086
KARAR NO : 2018/5392
KARAR TARİHİ : 31.10.2018
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 29.04.2010 tarihli sözleşme uyarınca 85.500 adet borunun teslimi karşılığında davalı şirkete 179.550,00 TL nakit paranın avans olarak verildiğini, bu hususun sözleşmeye de dercedildiğini, ancak davalı şirketin yalnızca 12.729 adet boru teslim ettiğini, davalı şirketin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin alacağının tahsili için başlatılan takibe de itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin davacıdan nakit para almadığını, nakit para alındığı yönündeki ifadenin farklı saiklerle sözleşmeye yazıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemizin 07.04.2016 tarih 2015/14629 esas. 2016/6072 karar sayılı ilamıyla “ Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki uyuşmazlığı giderecek noktalar detaylandırılmamıştır. Bu sebeple, taraf ticari defterlerini yeniden inceleyen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin detaylarını belirleyen, 29.04.2010 tarihli sözleşmeye dayalı teslim edilen (teslimi kanıtlanan) mal miktarını tespit eden, bu sözleşmeyle ilgili olmayan mal satışlarını belirleyen, taraf defterlerindeki kayıtların (alacak ve borca ilişkin) dayanaklarını ve varsa kayıtlar arasındaki uyuşmazlığın sebebini açıklayan, iddia, itiraz ve savunmaları değerlendiren ve karşılayan (bilirkişinin görevi kapsamında) yeni bir bilirkişi raporu ya da ek rapor alınarak, neticede kabulde olduğu üzere davacının sözleşme kapsamında 179.550,00 TL ödeme yaptığı gözetilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ,tarafların ticari defter kayıtları ve dava dosyasının incelenmesi sonucu tanzim edilen bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre davacının 152.399,76 TL. asıl alacak, 21.968,27 TL. takibe kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 174.368,03 TL. asıl alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak,bozma kararı gereğince bir mali müşavirinden rapor alınmış ise de davalı vekili tarafından bu rapora gerekçeli ve ayrıntılı itiraz edilmiş ayrıca bir kısım defterlerinde … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1242 esas sayılı dosyasına delil olarak sunulduğunu belirterek bu defterlerde oradan alınarak bilirkişiye verilmek veya mahkemeye sunmak üzere mehil talep etmiş ,mahkemece davalı vekilinin başka bir yargılama nedeniyle o yargılamayı yapan mahkemeye ibraz ettiği için bu mahkemeye ibraz edemediği defterleri sunması için fırsat verilememiş ve rapora itirazları karşılayan ek rapor alınmamıştır. Ayrıca alınan bilirkişi raporu da içerik ve sonucu itibariyle bozma kararında isnat edilen niteliklere sahip değildir.Eksik tahkikatla hüküm verilemeyeceğinden yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Mahkemece yapılacak … davalının başka bir mahkemede bulunan defterlerini sunması için süre verilip daha sonra konusunda uzman bilirkişi kurulundan 07.04.2014 tarihli dairemiz bozma kararında işaret edilen şekilde rapor almak,rapora taraflarca itiraz edildiğii taktirde itirazları karşılayacak ek rapor almak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
SONUÇYukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 31/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.