Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/1799 E. 2018/4097 K. 12.09.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1799
KARAR NO : 2018/4097
KARAR TARİHİ : 12.09.2018

19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın dava şartı yokluğundan reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –

Davacı vekili, taraflar arasında mermer satış sözleşmesi yapıldığını, ürünlerin bedelinin müvekkilince ödendiğini, malın teslim edilmediğini, davalıya ödenen paranın iade edilmediğini, davalı uhdesinde bulunan bakiye alacağın tahsili için başlatılan takibe itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusunun para borcuna ilişkin olmayıp, mal teslim borcuna ilişkin olduğunu, bu durumda yetkili mahkemenin satıcının ikametgahı mahkemesi olduğunu, satıcı olan müvekkilinin ikametgahı olan yer mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, fatura konusu malların teslim edildiğini, davacı tarafından bedelinin ödendiğini savunarak, davanın reddini, kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davalının taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini inkar ettiği, bu durumda dava konusunun para borcuna ilişkin olmadığı, genel yetki kuralına göre davalının ikametgahı mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş olup, Dairemizin 2015/9510 Esas, 2016/2171 Karar sayılı 11/02/2016 tarihli ilamı ile “Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Davalı takip borçlusu tarafından mahkemenin yetkisine itirazda bulunulduğu gibi, süresi içinde icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde de icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasında dava şartlarından biridir. Hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edildiği durumlarda mahkemece İİK.nın 50.maddesi gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde mahkemenin kendi yetkisi yönünden hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davacının sözleşmeye ve ticari ilişkiye dayanarak bu takibi başlattığı davalınında sözleşmeyi inkar ettiği bu durumda taraflar arasında geçerli bir sözleşmeden bahsedilemeyeceğinden bu nedenle alacağın bir miktar para alacağına ilişkin olmadığı dolayısı ile İİK’nun 50. Md. Yollaması ile HMK’nın 10 ve TBK’nın 89. maddelerinin iş bu takipte uygulanmasının mümkün olmayacağı, yetkili icra dairesinin genel yetki kuralına göre belirlenmesi gerektiği bununda davalının yerleşim yerindeki icra daireleri olacağı dolayısıyla yetkili İcra Dairesinde takip yapılmadığı, yetkili icra dairesinde takibin başlatılmasının itirazın iptali davasında dava şartı olduğu dolayısıyla yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava sözleşmeden kaynaklanan bir miktar para alacağının tahsili için yapılan takipteki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı akdi ilişkiyi inkar etmeyip borcunu ifa ettiğini savunmuştur. Bu durumda sözleşmeden kaynaklanan para alacağında alacaklı ikametgahındaki icra daireleri de yetkili olduğu gözetilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 12/09/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Taraflar arasındaki ticari alım satım aktinde, satılan malların davacıya teslimine ilişkin aktin ifa yeri davacının yerleşim yeridir. Satılan malların bedeli olan paranın ödenmesine ilişkin aktin ifa yeri ise davalının yerleşim yeridir.
Somut olayda davacı malların teslimine ilişkin aktin ifasını istememekte aktin ifa edilmemiş olması nedeniyle davalıda kaldığını iddia ettiği avans parasını talep etmektedir.
Bu itibarla yerel mahkemenin kararı doğru olup onanması gerektiği görüşünde olduğumdan saygıdeğer çoğunluğun bozma kararına muhalifim.12.11.2018