Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/1719 E. 2018/4905 K. 09.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1719
KARAR NO : 2018/4905
KARAR TARİHİ : 09.10.2018

Davacı …Ş. vek. Av. … ile davalılar 1-……. 2-… 3-… mirasçıları; a-… b-… c….r vek. Av. … arasında görülen dava hakkında … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29/04/2014 gün ve 2009/532 – 2014/280 E.K sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 21.11.2016 ve 2016/7098 E.-2016/14897 K. sayılı ilamına karşı davalılar vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalılardan… Petrol Ür. İnş. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 25.04.2005 tarihli sözleşme uyarınca davalıya … ilçesi Avsallar köyü Sarıinkoyağı mevkinde bayilik verildiğini, diğer davalıların da 11.04.2005 tarihli kefalet sözleşmesi ile sözleşmeden doğan veya doğacak borcun 500.000,00 TL’lik kısmına müteselsil kefil olduklarını, yapılan sözleşmeye rağmen davalı şirketin istasyonun… açılma ruhsatını başka bir firmaya devrettiğini, devredilen firmanın da başka bir dağıtım firması ile anlaşarak istasyonda faaliyette bulunmaya başladığını, davalı şirketin haksız olarak sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini iddia ederek müvekkilinin bayilik sözleşmesi gereği istasyona yapmış olduğu yatırım nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 USD’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin davacının iradesi ile feshedildiğini ve müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, istenen bedelin fahiş miktarda olduğunu, ayrıca kefalet sözleşmesindeki imzanın müvekkili …’e ait olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre, davacı ile davalı şirket arasında 15 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesinin akdedildiği, akdedilen bu sözleşmenin Rekabet Kurumunun 05/03/2009 günlü kararı ile 18/09/2010 tarihi itibariyle sonlandığı, davacı tarafından 140.000,00 TL şerefiye bedelinin 15 yıllık intifa hakkına karşılık olarak verildiği, bu bedelin 104.376,36 USD’ye tekabül ettiği, davacının sözleşmenin sona erdiği 18/09/2010 tarihinden itibaren kullanamadığı intifa süresine isabet eden 66.915,26 USD’yi sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile talep esas alınarak 40.239,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21.11.2016 tarihli kararıyla onanmasına karar verilmiş olup, bu karara karşı davalılar vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine yeniden yapılan inceleme sonucunda,
Davacı vekili, davacı ile davalılardan… Petrol Ür. İnş. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 25.04.2005 tarihli bayilik sözleşmesinin davalı şirketçe haksız şekilde feshedildiğini belirterek davacının işbu bayilik sözleşmesi gereğince yapmış olduğu yatırımlardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000 USD ‘lik kısmının davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece dava kısmen kabul edilmiştir. Mahkemece yapılan tahkikata göre, davacının davalıya yatırım bedeli olarak yaptığı ödemenin TL üzerinden yapıldığı, bu bağlamda 15 yıllık intifa karşılığı 140.000 TL verildiği anlaşılmaktadır. Davacınn davalıdan USD cinsinden herhangi bir alacağı yoktur. Ticari ilişki nedeniyle döviz cinsinden alacağı olan kişiler alacaklarını döviz cinsinden talep edebilecekleri gibi arzu ederlerse döviz alacaklarını memleket parası olan TL üzerinden de isteyebilirler. Ancak TL üzerinden alacağı olan kişilerin sözleşmede herhangi bir hüküm olmadığı sürece alacaklarını herhangi bir döviz cinsine çevirerek talep etmeleri usul ve esas yönünden mümkün değildir. Bu itibarla TL alacağını USD’ye çevirerek dava açan davacının bu talebinin daha sonra TL üzerinden başka bir dava açma hakkı saklı tutularak usulden reddi gerekirken davanın mesmu (görülebilir) olduğu kabul edilerek yargılamaya devam olunması doğru olmamıştır. Ayrıca mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda davacının davalıya ödediği 140.000 TL’nin ödeme tarihindeki kur üzerinden USD’ye çevrilerek sözleşmenin kuruluşundan feshine kadar geçen süre mahsup edildikten sonra geriye kalan kısmın USD cinsinden hesaplanması doğru olmadığı gibi mahkemece örtülü güncelleme içeren bilirkişi raporunun bu şekilde kabulü de yerinde değildir. Mahkemenin bilirkişi raporunda bulunan USD cinsinden bakiye alacağın davacının USD cinsinden talebini aştığı gözetilerek davacının talebinin ödeme tarihindeki kur üzerinden tekrar TL’ye çevirerek hüküm kurması da rapordaki yanlışlığı tümüyle düzeltmeye yeterli değildir. Hal böyle olunca yerel mahkeme kararının davalı yararına bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Dairemizin 21.11.2016 tarih, 2016/7098 Esas, 2016/14897 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 09/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.