YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1666
KARAR NO : 2018/4658
KARAR TARİHİ : 02.10.2018
19. HUKUK DAİRESİ
Davacılar 1-… Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. 2-… vek. Av. … ile davalı … vek. Av. … arasında görülen dava hakkında … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09/07/2015 gün ve 2012/876-2015/259 E.-K. sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 24/11/2016 tarihli ve 2016/4219-2016/15081 E.-K. sayılı ilamına karşı davalı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Dava, çeke dayalı takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Dava konusu takip dayanağı çekte davacılardan … Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. keşideci olup çeki dava dışı … Müh. San. Tic. Ltd. Şti. lehine keşide etmiştir. Bu davacının çeke ciro yoluyla hamil olan davalı ile herhangi bir hukuki ilişkisi bulunmamakta olup, çekteki keşideci imzasının inkarı gibi herkese karşı ileri sürülebilecek bir mutlak def’i de ileri sürülmemiştir. Mahkemece davacılardan … Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti.’nin davalı ile hukuki ilişkisi bulunmadığı dikkate alınmadan davacıların icra dosyasına yatırdığı paralar yönünden menfi tespite karar verilmiştir.
6762 sayılı TTK’nın 599. maddesi (6102 sayılı TTK md.687) uyarınca keşideci ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan şahsi defilerin hamile karşı ileri sürülebilmesi, hamilin bu çeki keşidecinin borçlu olmadığını bile bile devralması koşuluna bağlıdır. Başka bir anlatımla hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiği kanıtlanmadıkça keşidecinin lehdara karşı ileri sürebileceği şahsi defileri iyiniyetli hamile karşı ileri sürmesi mümkün değildir. Somut olayda davacılardan … Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. tarafından davalının davaya konu çeki kötü niyetle iktisap ettiği iddia ve ispat edilmiş değildir.
Davacılardan … ise iddialarını ispat edememiştir.
Diğer taraftan icra dosyasına yatan paralar yönünden davalının davacılara karşı tekrar takip yapması mümkün olmadığından icra dosyasına yatan paralar yönünden davacıların menfi tespit davası açmakta hukuki yararı da yoktur.
Yapılan bu açıklamalara göre her iki davacı yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen kararın onanması doğru olmamış, davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabul edilerek Dairemizin 24/11/2016 tarihli ve 2016/4219-2016/15081 E.-K. sayılı onama kararının anılan gerekçelerle kaldırılması ve yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 24/11/2016 tarihli ve 2016/4219-2016/15081 E.-K. sayılı onama kararının kaldırılarak, hükmün belirtilen gerekçelerle BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davalıya iadesine, 02/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.