Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/1660 E. 2019/84 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1660
KARAR NO : 2019/84
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

– KARAR –

Davacı vekili, davacının davalı …’la aralarında 31/03/1995 tarihinde gayrimenkul satış senedi sözleşmesi düzenlendiğini, bunun için 1995 yılında 1.000 TL kaparo aldığını, karşılığında da bu 1.000 TL’ ye teminat olarak metni doldurulmamış fakat hem davacı hem de dava dışı vefat etmiş olan kefil tarafından imzalanan senedi verdiğini, davalı …’in daha sonra bu taşınmazı almaktan vazgeçtiğini söylediğini, ancak senedi iade etmediğini, senet kendine gelmediğinden müvekkilinin 1.000 TL’ yi ödemediğini, davalının senedi gerçeğe aykırı olarak 60.000,00 TL bedelli olarak doldurduğunu, senede tanzim ve vade tarihi de ekleyerek senedi takibe uygun hale getirdiğini, senedin sonra ciro edildiğini ve en son davalı … tarafından takibe konulduğunu, senet incelenirse rakam ve yazıların davacıya ait olmadığının anlaşılacağını, senedin 31/03/1995 yılında verildiğini ve zamanaşımına uğradığını, senedin ciro silsilesinin tam olmadığını, davalıların bir an önce davacının malvarlığına haciz koyarak onu dolandırmak peşinde olduğunu belirterek, Adana 4. İcra Müdürlüğü 2007/3460 esas sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, takibin iptaline, kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, senedin illetten mücerret olduğunu, senede karşı senetle ispat gerektiğini, senedi ciro yoluyla devralan iyiniyetli hamil olduğunu, şahsi def’i niteliğindeki bedelsizlik iddiasının müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Nejdat Bahadır cevap dilekçesi vermemiş ancak duruşmadaki yeminli beyanında, dava konusu senet nedeniyle davacıdan alacağı olduğunu, senedi davacıdan aldığı taşınmaz karşılığında teminat olarak aldığını, taşınmazın bedelini ödediğini ancak tapusunun devredilmediğini, bu nedenlede senetten kaynaklanan alacağının devam ettiğini, daha sonra paraya ihtiyacı olduğundan senedi cirolarayarak Bekir Değirmenci’ye verdiğini belirtmiştir.
Davalı … da talimatla alınan yeminli beyanında iyiniyetli hamil olduğunu bildirmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya göre, senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan işlemlerin, miktarına bakılmaksızın, yazılı delillerle kanıtlanması gerektiği, davacının iddialarını yazılı delille ispatlayamadığından, davalılar tarafından yapılan yemin göz önüne alındığında, davalıların takip konusu senet dolayısı ile davacıdan alacaklı bulunduğu anlaşıldığından kanıtlanamayan davanın reddine, davalı vekili kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de takibin durdurulmasına yönelik herhangi bir tedbir kararı olmadığı için bu talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/01/2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Davalı … vekili davacı vekilinin yemin teklifi üzerine müvekkilinin 25 yıl hapis cezasıyla hükümlü olduğunu bildirmiş buna ilişkin belge sunmuş ve davalı talimat mahkemesince cezaevinden getirilerek yeminli beyanı alınmıştır. Bu durumda mahkemece bu davalının vasisinin kim olduğu saptanıp dava dilekçesi vasiye tebliğ edilip vasi tarafından verilecek bir vekaletnameye sahip vekilinin duruşmaya kabulü gerekirken bu hususa dikkat edilmemesi doğru olmamıştır.
Öte yandan dava konusu bono üzerinde “Bedeli nakten ahzolunmuştur.”beyanı vardır. Davalı Nejdet Bahadır yeminli beyanında bu bonoyu davanın taşınmazını satın almak üzere verdiği paranın teminatı olarak aldığını söylemiştir. Bu durumda bu davalının bono metnini talil edip etmediği ve ispat külfetinin yer değiştirip değiştirmediği hususu üzerinde mahkemece değerlendirme yapılması gerekirken yapılmaması doğru olmamıştır.
Bu itibarla yerel mahkeme kararının eksik tahkikat nedeniyle bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan saygıdeğer çoğunluğun onama kararına muhalifim. 14.01.2019