Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/1553 E. 2019/924 K. 18.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1553
KARAR NO : 2019/924
KARAR TARİHİ : 18.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tanıma-tenfiz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili,davacı … SA ile davalı … ve Ticaret A.Ş. imzalanan sözleşme uyarınca davalının sözleşme konusu malın bedelini akreditif açmak suretiyle ödeyeceğinin kararlaştırıldığını ancak davalı tarafından akreditifin açılmaması sebebiyle sözleşmenin feshedilerek uğradığı zarara karşılık İsviçre Cenevre’de mahkemeye başvurduğunu, yapılan yargılama neticesinde davalının 1 Ağustos 2008 tarihinden başlayarak %5 faizi ile birlikte 1.475.000 ABD Doları ve 4.000 İsviçre Frangı tutarındaki yargılama giderlerini davacıya ödemesine karar verildiğini, mahkeme kararının davalıya tebliğ edilerek yasal süresi olan 30 gün içinde temyiz edilmediğinden kesinleştiğini, bu arada davalı şirketin iflasına karar verildiğini ve İstanbul 3. İflas Müdürlüğü nezdinde 2012/11 nolu dosyada iflasın açıldığı öğrenildiğini belirterek anılan mahkeme kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflara sözleşmeden doğan borç ilişkilerinde uygulanacak olan hukuku seçme hakkının Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun (MÖHUK) m. 24’te düzenlendiğini ancak taraflara verilen bu sözleşme serbestîsinin sınırsız olmadığını, davalı şirket hakkında 16.07.2012 tarihinde iflas kararı verildiğini, müflisin, iflasın açılmasından önce akdettiği ani ve sürekli edim borcu doğuran akitlerin alacaklılarının, bu akitlerden doğan para alacaklarını iflas alacağı olarak iflas masasına yazdırabileceklerini, bu bakımdan akitten doğmuş alacakların iflas masasının otoritesi altında oluştuğu Türk hukukuna tabi olacağını, alacaklı olduğunu iddia eden tarafından iflas masası alacaklılar sıra cetvelinin 120 numarasına İİK.’nın 236.maddesine istinaden geç kayıt talebinde bulunulduğunu, yazdırılan alacak hakkında karar verildiğinde, verilen karara göre alacak talebi kısmi ve tamamı reddedildiğini, İİK. ’nın 235.maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemelerinde veya sıraya ait itiraz olduğu takdirde İcra Hukuk Mahkemelerinde dava açılması gerektiğini, iflasla birlikte müflisin tasarruf ehliyeti kalmadığından iflas tarihinden sonraki işlemlerin davalının kanuni mümessili iflas masasına yapılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu,dava konusu alacağın taraflarının şirket olduğu,şirketlerin ticari işletmeleri ile alacaklarının ticari iş niteliğinde bulunması, tenfiz ve tanıma davalarının asliye mahkemelerinde görülmesi gerekmesi , asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasında görev ilişkisinin bulunması dikkate alınarak , 6102 sayılı TTK nun 4 ve 5 maddeleri gereğince dava konusu uyuşmazlığın çözümünde mahkemenin görevsiz olduğu , ayrıca davalı şirket iflas etmiş olduğu, iflas idaresine yapılan kayıt kabul başvurusunun reddedildiği, mahkemece iş bu davanın tenfiz ve kayıt kabul davası olarak kabul edilerek görülmesi gerektiği, kayıt kabul davasının İİK 235 maddesi gereğince Asliye Ticaret Mahkemesince görülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 18/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.