Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2017/1337 E. 2018/6651 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/1337
KARAR NO : 2018/6651
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –

Davacı vekili, müvekkilinin internet cafe işlettiğini, bilgisayar parçası ve bilgisayar alıp sattığını, davalı … şirketi ile iş ilişkisine girince müvekkilinden 1500 USD güvence senedi aldıklarını, senedin isim ve adres kısmının müvekkili tarafından, 1500 USD kısmının kendisinin yanında iken başkası tarafından doldurulduğunu, kalan kısımlar ise boş olarak verildiğini, müvekkilinin davalı şirketten 2012 Ağustos – Eylül aylarına kadar düzenli alışveriş yaptığını ve borçlarını düzenli ödediğini, müvekkilinin davalı şirketten en son 250 USD değerinde bir malzeme aldığını, ancak bu malzeme arızalı çıkınca iade ettiğini, müvekkilinin o zaman ki borcunun 1900 USD olduğunu, şirketle alış verişi internet üzerinden yaptığını, davalı tarafından … 3. İcra Müdürlüğü’ nün 2013/7160 Esas ve 2013/7159 Esas sayılı dosyalarda alacağı belirlenmeden takip başlatıldığını, oysa 2013/7159 sayılı dosyadaki takip konusu senedin teminat senedi olduğunu, 2013/7160 Esas sayılı dosyada takip konusu edilen alacaktan 250 USD değerindeki malzemeyi ise iade ettiğini, davacının sadece 1900 USD borcunun olduğunu ileri sürerek bu bedelin dışında kalan borçlardan sorumlu olmadığının tespiti ile % 40′ tan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, senedin tamamen doldurulmadığını ispat külfetinin davacıda olduğunu ve yazılı delille ispatının gerektiğini, 1500 USD bedelli senedin, nakit borç karşılığı verildiğini, teminat amaçlı verilmediğini, 250 USD değerindeki malzemenin ayıplı olduğunun usulüne uygun ihbar edildiğini davacının ispat etmesi gerektiğini belirterek davanın reddini ve % 20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, takibe konu bononun nakden düzenlendiği, davalı şirket muhasebe ve cari hesap kayıtlarını tutan … ile davacı arasındaki görüşmede davacıya, ancak davalı defterleri ve muhasebe kayıtları üzerinde yapılan inceleme ve yazışma örneklerine göre, dava ve takip konusu senedin cari hesap alacağı belirlenmeden iade edilmeyeceğinin beyan edildiği, bu bilgilerin bilgisayardaki programa kaydedildiği, bu kaydın davalı aleyhine yazılı delil niteliğinde olduğu, HMK.’ nın 222. maddesi gereğince davalı şirket muhasebe kayıtlarında yer alan görüşme ve yazışma tutanaklarının davalı aleyhine delil teşkil ettiği, takip konusu senedin cari hesap borcunun teminatı olarak alındığı, bu nedenle bonodan borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği, … 3.İcra Müdürlüğü’nün 2013/7160 Esas sayılı takip dosyasında ise cari hesapta gözüken borç miktarının 2.155,23 USD olduğu, bu miktardan kabul edilen 1.900 USD’lik tutarın düşürülmesi sonucu borcun 255,23 USD olduğu ancak bu borca konu iade faturası ve iadeye konu malın davalıya teslim edildiği, süresinde ve usulüne uygun iade yapıldığı hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle, 255,23 USD’lik kısım yönünden menfi tespit davasının reddi gerekmiş, yine bu alacakla ilgili davacı menfi tespit davasında haklı görüldüğünden ve takibin durdurulmasına karar verilmediğinden davanın ise cari hesaba dayalı olarak yaptığı icra takibinde kötüniyetli hareket ettiği iddia ve ispat edilemediğinden kötüniyet tazminat talebi yönünden reddine karar verilmiştir, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, hükmün gerekçesinde ” … davacı tarafça ispatlanamadığı gözetilerek 255,23 USD’lik kısım yönünden menfi tespit davasının reddi gerekmiştir …” denildiği gibi yine gerekçede ”… yine bu alacakla ilgili davacı menfi tespit davasında haklı görüldüğünden …” ifadeleri kullanılmış bu şekilde gerekçe kendi içinde çelişkili olduğu gibi, hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde ” Davacının davaya konu … 3. İcra Müdürlüğü 2013/7160 E. sayılı takip dosyasında 1.900 USD’lik alacağa itiraz edilmediğinden bakiye 255,23 USD üzerinden davacının davalı … Müh. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’ ye borçlu olmadığının tespitine” denilmek sureti ile gerekçe ile hüküm arasında HMK.’ nın 297. maddesi uyarınca çelişki oluşturulmuş olmakla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 17/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.