Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2016/9470 E. 2017/6580 K. 04.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9470
KARAR NO : 2017/6580
KARAR TARİHİ : 04.10.2017

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki asıl menfi tespit ve birleşen tespit davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R –
Asıl davada davacı vekili, davacının 70 yaşında bir ev hanımı olduğunu ve kendisine gönderilen ödeme emrine bunun mahiyetini bilmediğinden süresi içinde itiraz edemediğini, davacının davalı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını, ipotek konusunda kimseye vekalet vermediğini, bir vekaletnamenin mevcudiyeti iddia ediliyorsa bunun sahte düzenlenen bir vekaletname olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığının tespitine ve taşınmaz paraya çevrilirse bedelin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı vekili, davacının noterde kızı … e vekalet verdiğini, … nın da bu vekaletten hareketle davacının taşınmazını müvekkili davalı şirkete ipotek ettiğini, ipotek resmi senedinde ayrıca kefalet sözleşmesinin de mevcut olduğunu, ipotek ve kefaletle ilgili vekaletnamelerin noterce ve düzenleme şeklinde yapıldığını, davacının kendisine karşı başlatılan takiplere itiraz etmediğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, … A.Ş adına ipotek verilmek üzere düzenlenmiş olan vekaletname ile müvekkilinin ilgisi bulunmadığını, vekaletnamelerdeki fotoğrafların müvekkiline ait olmadığını ve söz konusu vekaletnamelerin sahte olduğunu, vekaletnamelerin sahte olarak tanzim edildiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davalı vekili, davacının iddiasının doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının taşınmazının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla satıldığı, ancak satış parasının davalı şirket yerine, önceki derecelerdeki alacaklıya ödendiği, davacının davalıdan istirdat talebinde bulunabilmesi için davalının davacıya ait taşınmazın satış parasını iktisap etmesi gerektiği, buna göre davacının davalıdan dava konusu gayrimenkulün satış bedeli bakımından alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, birleşen dava bakımından ise davacının davasını ispat edemediğinden reddine karar verilmiş, hüküm davacı-birleşen davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava ipotek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve istirdata ilişkindir. Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda ipotek işlemine esas olan vekaletnamedeki imzanın sahte olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda menfi tespit davası hakkında bir karar verildikten sonra istirdat talebinin değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte belirtildiği üzere davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtildiği üzere kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.