Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2016/9100 E. 2017/1522 K. 27.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/9100
KARAR NO : 2017/1522
KARAR TARİHİ : 27.02.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ( Tük. Mah. Sıf. )

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili hakkında başlatılan iki adet icra takibine konu Bankomat-kredi kartı üyelik sözleşmelerindeki kefil sıfatıyla atılı imzaların müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin icra takip dosyaları ile dayanakları olan sözleşmelerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davada Tüketici Mahkemesinin görevli olduğunu, davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla takip dayanağı sözleşmeleri imzaladığını ileri sürerek, davanın reddi ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece verilen, davanın kabul kararı, Dairemiz 12.03.2014 tarih; 2014/1485 E. – 2014/4730 K. sayılı ilamı ile “ …Taraflar arasındaki uyuşmazlık kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 44/I maddesine göre, ‘Bu Kanunun uygulanması ile ilgili uyuşmazlıklarda kart hamilinin tüketici olması hâlinde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 22 nci ve 23 üncü maddesi hükümleri uygulanır.’ Mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir. Bu nedenle Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeden anılan kanun hükmüne aykırı şekilde genel mahkeme tarafından hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verildikten sonra yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre, ispat yükü kendisinde olan davalı bankanın senet aslını ibraz edemediği, yalnızca garantörlük sözleşmesini ibraz ettiği oysa ki davacının sözleşmenin diğer bir kısım sayfalarında da imzasının bulunduğu, diğer imzalar ile garantörlük sözleşmesinin altındaki imzaların da aynı olmadığının iddia edildiği, tek sayfa olarak ibraz edilen garantörlük sözleşmesinin de gerçekten takibe konu kredili bankomat sözleşmenin eki olan sözleşme olup olmadığının da tespit edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 27/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.