YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/733
KARAR NO : 2016/7648
KARAR TARİHİ : 27.04.2016
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalı tarafından 21/11/2012 tarihinde kullanılmış olan kooperatif kredisi nedeniyle Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi ana sözleşmesinin 11. maddesi doğrultusunda kendisinden tahsil edilmiş olan 1.950 TL miktarlı bloke sermaye tutarı ve 45 TL faizinin tahsili için … İcra Müdürlüğü’nün 2014/17095 sayılı dosyası üzerinden müvekkiline karşı takip başlatıldığını, ödeme emrine süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, bloke sermayenin kredi kapandığında davalıya ödenebileceğini, kredi kapanmadığı sürece bloke sermayenin davalıya iade edilemeyeceğini ve davalının kredisinin kapanmadığını ileri sürerek, söz konusu takip nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini ve icra tehdidi altında yapmış oldukları 2.264,80 TL ödemenin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, icra dosyasında talep edilen alacağın haksız olarak kesilen banka komisyon ve masraflarına ilişkin olduğunu, davacının müvekkilinin kredi kullanması esnasında müvekkilinin içeriğine etki edemeyeceği tip sözleşmeyi kendisine imzalatarak haksız biçimde komisyon ve masraf kesintisi yaptığını, müvekkilinin bu bedellerin kendisine iadesi amacıyla takip yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının iddiasını ispatlayacak herhangi bir delil sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı banka, dava konusu kesinti ile ilgili olarak, davalıya kullandırılan kredi esnasında davalının üyesi olduğu kooperatifin 21/11/2012 tarihli yazısına ve kredi çerçeve sözleşmesine istinaden kesinti yapıldığını ve bunun ilgili mevzuat gereği hukuki dayanağının bulunduğunu beyan etmiştir. Davacı vekilinin bu iddiaları doğrultusunda ilgili kooperatif sözleşme ve kayıtları üzerinde, taraflar arasındaki sözleşmeler de nazara alınarak bankacılık ve kooperatifler konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişiler heyetinden rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 27/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.