Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2016/20348 E. 2017/6395 K. 28.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/20348
KARAR NO : 2017/6395
KARAR TARİHİ : 28.09.2017

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av. … gelmiş diğer taraftan başka gelen olmadığında onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı şirketin … bayisi olan müvekkilinin, davalı şirketin bilgisi ve sözlü talimatları ile faaliyet alanı olan ilçe genelinde bulunan satış noktalarının tabelalarının yapılması ve bu satış noktalarına bedelsiz ürün verilmesi sonucunda davalı şirketten toplam 121.000 TL alacaklı duruma geldiğini, müvekkilinin bu bedelleri mahsuplaşma yolu ile muhasebeleştirmesini davalı şirketten talep ettiğini ancak davalı şirketin müvekkiline ödenmesi gereken bu bedelleri ödemediği gibi mahsuplaşma yapmadığını, keşide ettiği 01.04.2011 tarihli ihtarname ile müvekkiline 102.021 TL borcu bulunduğunu bildirdiğini, müvekkili şirketin yaptığı harcamalarının mahsubu durumunda hiçbir borcunun kalmadığını iddia ederek davalı şirkete borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin davacıdan hiçbir zaman tabela, reklam panoları yapması ve başkalarına bedelsiz ürün vermesi yönünde ne yazılı ne de sözlü bir talebi olmadığı gibi olmasının da mümkün olmadığını, davacının müvekkilinin besni distürübitörü iken sözleşme hükümlerini ihlal ederek verdiği çekleri ödememesi ve cari hesap borcu nedeniyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacı şirketin yapmış olduğunu iddia ettiği harcamalar için davalı şirket adına herhangi bir fatura düzenlemediği, davacı şirketin tabela yaptırdığı firmalardan alınmış faturaları ibraz edemediği, taraflar arasındaki sözleşmede davacı tarafın reklam ve tabela yaptıracağına ve bedelinin davalıdan tahsil edileceğine ilişkin hiçbir hüküm bulunmadığı, davalı tarafın bu konuda yazılı talimatı olduğuna ilişkin olarak dosyaya herhangi bir belge ibraz edemediği, davacı şirketin satışlarını artırmak ve neticesinde kâr elde etmek amacı ile yapmış olduğu ve davalı şirketin yetiklilerinin yazılı talimatları üzerine yaptığını kanıtlayamadığı harcamaları davalı şirketten takip etmesinin mümkün olmadığı, münhasır delil olarak kabul edilen davalı şirketin ticari defterlere göre davacının dava tarihi itibariyle davalı şirkete 101.877,09 TL borçlu bulunduğu, davalının tazminat isteminin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.480,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 28/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.