Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2016/20076 E. 2018/5031 K. 17.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/20076
KARAR NO : 2018/5031
KARAR TARİHİ : 17.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– KARAR –

Davacı vekili, güneş enerjisi, ısıtma soğutma sistemleri ve imalat işi yapan müvekkilinin aynı işi yapan davalıdan malzeme alımında bulunduğunu, aralarındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkili tarafından 25/10/2013 keşide tarihli 0332966 numaralı 30.000,00 TL bedelli, 05/11/2013 keşide tarihli 0332967 numaralı 30.000,00 TL bedelli, 25/12/2013 keşide tarihli 033296 numaralı 14.305,00 TL bedelli ve 04/03/2014 keşide tarihli 0332969 numaralı 28.000,00 TL bedelli 4 adet çek ile birlikte 20.000,00 TL’sının elden davalıya verildiğini, nakden verilen paranın 4.800,00 TL’sının geri ödediğini kalan 15.200,00 TL’sının ise ödenmediğini, bu şekilde müvekkili tarafından davalıya çek bedeli olarak ve elden toplam 117.305,00 TL ödeme yapılmasına rağmen davalı tarafından 30.000,00 TL’lik mal teslim edildiğini ileri sürerek verilen çekler ve nakit para toplamı olan 87.505,00 TL’sının ayrı ayrı ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin dava dışı… isimli firmanın ana bayisi olduğunu, davacının sipariş ettiği malların 31/12/2013 tarihli 147232 seri nolu ve 30/01/2014 tarihli 195719 seri nolu faturalar ile davacıya teslim edildiğini, bir kısım siparişlerin de…’e ait irsaliyeli faturalar ile davacıya teslim edildiğini, bunun yanı sıra müvekkilinin davacıya 26.000,00 TL borç para verdiğini, davacının satın almış olduğu bir ev için de Türkiye Finans Bankasından kullandığı krediye müvekkilinin kefil olduğunu, davacının verdiği çeklerin müvekkiline borç ödemeleri niteliğinde olduğunu, bunun aksinin ispatının davacı tarafa ait olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; davacının davalıya elden verdiği 20.000,00 TL nakit paranın 4.800,00 TL’sının geri ödendiği kalan 15.200,00 TL’sının ödenmediği iddiası karşısında davalının bu hususta yemin deliline dayandığı ve davacıya borcu bulunmadığına dair usulüne uygun şekilde yemin eda ettiği, bu nedenle davacı tarafça davalının 15.200,00 TL borcunun bulunduğu iddiasının kanıtlanamadığı, diğer taraftan davacıya ait ticari defterlerde davalının düzenlediği 2 adet 60.091,00 TL’lik faturanın kayıtlı olduğu, ticari defter ve kayıtların aksinin kanıtlanamadığı, neticeten davacı tarafından davalıya verilen 102.305,00 TL’lik çek bedelinden, davalının davacıya yaptığı 4.800,00 TL nakit ödeme ve 60.091,00 TL bedelli 2 adet faturanın mahsubu ile davacının 37.414,00 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflar vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraflar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden taraflardan alınmasına, 17/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.