Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2016/19665 E. 2018/5828 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/19665
KARAR NO : 2018/5828
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –

Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 19/02/2010 tarihinde davalının üretimini yaptığı suyun dağıtımını ve satışını kapsayan bayilik sözleşmesi yapıldığını, Mart 2011 tarihine kadar davacının işlerinin iyi gittiğini, suda yeşerme, tortu ve koku sebebiyle gelen müşteri şikayetleri üzerine davacının müşteri portföyünde azalma olduğunu ve işlerinin kötüye gitmeye başladığını, davalı firmadan gelen su damacanalarında davacı tarafından yabancı madde tespit edildiğini, Sağlık Bakanlığının 26.08.2011 tarihli yazısı ile suyun İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik Hükümlerine uygun bulunmadığının tespit edildiğini, davalı şirketin tamamen kusurlu olduğu olayda şirket yetkililerinin duyarsız ve ilgisiz davrandıklarını, davacının ticari hayatının tamamen bittiğini, maddi açıdan büyük zarara uğradığını, bu nedenlerle davalıdan 60.000.-TL maddi, 40.000.-TL manevi tazminatın ihtar tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile bayilik sözleşmesi imzalandığını, davacının su satışının günlük 10- 15 damacana olduğunu, davalının bir kısım borçlarını ödemesi için davacıyı uyarması üzerine davacının haksız olarak Sağlık Bakanlığına şikayette bulunduğunu, şikayet nedeniyle yapılan tahlil bedellerini de davalının ödediğini, sularının sağlıklı olduğunu, davacının kendi hataları ile sıkıntılı duruma düştüğünü, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin valilikçe toplatılan ve toplatılma kararı çıkarılan herhangi bir ürünü olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı, sudaki tad değişikliği, tortu, yabancı cisim bulunması gibi sebeplerle işlerinin kötüye gittiğini ve zarara uğradığını belirtmiş ise de bu hususta herhangi bir analiz raporu sunamadığı, sadece birkaç müşteriden alınan şikayet formlarını sunduğu fakat bu şikayetlerin doğruluğuna ilişkin de herhangi bir analiz raporu sunamadığı, dolayısıyla davacının belirttiği şekilde maddi ve manevi zarara uğrama sebebinin suyun insani tüketim amaçlı sular hakkındaki yönetmelik hükümlerine uygun olmadığını ispat edemediği, davalının davacının uğradığı zararlardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece hesaplama konusunda bilirkişi raporu alınmış ise de su konusunda uzman bilirkişi raporu alınmadığı gibi dosya içerisinde davalıya ait sulara ilişkin olduğu belirtilen Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 26.08.2011 tarihli yazısında belirtilen analiz ve tespit raporlarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece içme suyu konusunda uzman gıda mühendisi ve kimya mühendisinin arasında bulunduğu bilirkişilerden oluşacak kuruldan Sağlık Bakanlığı’na ait rapor örneği getirtilip yine davalıya ait suyla ilgili olarak başka bayi ve şubelerden şikayet olup olmadığı ve bu yönde rapor olup olmadığı sorularak toplanacak tüm deliller doğrultusunda davacının sözleşmeyi feshinin haklı olup olmadığı araştırılmadan sonuca varılması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.