Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2016/19491 E. 2018/5266 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/19491
KARAR NO : 2018/5266
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, taraflar arasında distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre … bölgesinde alkollü içecek satış ve dağıtımı yapma hakkının münhasır olarak davacı şirkete verildiğini, davacının faaliyet bölgesi içinde doğrudan veya dolaylı olarak satış yapma hakkı bulunmayan davalı şirketin sözleşmeye aykırı davranarak davacıya tahsis edilen bölgede satış yapmaya başlayarak davacının münhasır satış hakkını ihlal ettiğini, davalının ihtara rağmen sözleşmeye aykırı hareketlerine devam ettiğini, ikinci bir ihtarname gönderilerek sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacının, sözleşmenin devam edeceği inancıyla sabit ve döner mal varlığı yatırımı yaptığını ileri sürerek, davacı şirketin uğradığı zararın tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uymadığını, davacının turizm açısından elverişli bölgede çok düşük satışlar gerçekleştirdiğini, davalı şirketin tüm uyarılarına rağmen az araçla elverişsiz dağıtım yapmaya devam ettiğini, bu nedenle davalı şirketin sözleşmenin 13. maddesi uyarınca gerekli tedbirleri almak zorunda kaldığını, bu kapsamda davalı şirketin satış ve dağıtımın aksamadan ifasını temin etmek adına faaliyet bölgesinde ürün satışının sağlanabilmesi için bizzat satış işlemleri gerçekleştirmek durumunda kaldığını belirterek, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesinin yapıldığı, tek satıcılık sözleşmesinin unsurlarından birinin de yapımcının tek satıcıya belli bir bölgede satış tekeli hakkı tanıması olduğu, dava konusu olayda davacı distribütörün dağıtım ve satış tekeline sahip olduğu bölgede davalı yapımcı tarafından doğrudan doğruya dağıtım ve satış yapılmış olduğu konusunda bir ihtilaf bulunmadığı, davalının bu durumun davacının kusurlu davranışlarından ileri geldiğini iddia ettiği ancak bu iddiasını ispatlayamadığı, davacı şirketin …’daki dağıtım bölgesine …’nın da eklenmiş olduğu, davacı şirketin dağıtım ve satış bölgesinin hem de …’ya kadar genişletmesinin davalı şirketin davacının yeterli dağıtım aracına sahip olmadığı ve sürümün arttırılmasında başarısız olduğu yönündeki savunmaları ile çeliştiği, davalı şirketin sözleşme bölgesinde doğrudan doğruya satış ve dağıtım yapmama yükümlülüğüne aykırı davranmış olduğu davalı şirketin sözleşmeden doğan borcunu ihlal ettiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Davalı vekilinin portföy tazminatına ilişkin temyiz isteminin reddine,
2) Mahkeme davacının satın almış olduğu araç bedellerini maddi zarar olarak kabul etmiş ise de, söz konusu taşıtlar halen davacının mülkiyetinde olup araçların ekonomik değeri gözetilmeksizin araç bedellerinin tahsiline hükmedilmesi doğru değildir.
Davacının … yerinde davaya konu tek satıcılık ilgili faaliyet dışında herhangi bir ticari faaliyette bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın davacının yaptığı tüm harcama giderlerinin sözleşme nedeniyle yapıldığının kabulü de doğru değildir. Ayrıca davacı tarafından yapılan yatırım ve demirbaşların davacı uhdesinde olması nedeniyle bunların davacıya ekonomik yarar sağlayıp sağlamadığı belirlenmeden tüm harcamaların zarar olarak kabulü de doğru değildir. Mahkemece tüm bu belirtilen hususlarda yeniden 3 kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının portföy tazminatına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.