Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2016/19436 E. 2018/5129 K. 22.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/19436
KARAR NO : 2018/5129
KARAR TARİHİ : 22.10.2018

19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –

Davacı vekili, davacının kredi kartından muhtelif tarihlerde nakit paralar çektiğini, davalı bankanın karşılığında taksitli avans ücreti gibi isimler adı altında paralar tahsil ettiğini, davacının tahsil edilen bu paraların istirdadı için davalı banka aleyhine icra takibi başlattığını, davalı bankanın takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava açılırken harca esas değer olarak asıl alacağın bildirildiğini, dava dilekçesinin konu ve talep kısmında ise itirazın iptalinin ve takibin devamının istendiğini, itirazın asıl alacaklarla birlikte davacının talep ettiği bir miktar avans faizini kapsadığını, davacının bunu dava konusu yapmadığını, böylelikle davacının asıl alacak yönünden itirazın iptali yönünde karar almak istediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen Tüketici Kredisi Sözleşmesine dayalı olarak davacıya davalı banka tarafından kredi kullandırıldığı, tüketiciden taksitli avans ücreti adı altında ücret talep edildiği, davalı bankanın bu masrafların zorunlu masraflar olduğunu ispatlaması gerektiği ancak dosyaya masraf belgelerinin sunulmadığı, davalı banka tarafından alınan bu masrafların zorunlu giderlerden olduğunun ispatlanamadığı, davalı bankaca davacı tüketiciden haksız olarak bir bedel tahsil edildiği, davacı tarafından davalı bankanın takip öncesinde temerrüde düşürülmediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar vermiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Kredi kartı tüketicilere mal ya da hizmetleri edinme karşılığı nakit para taşımalarına gerek kalmaksızın ödeme yapabilme, nakde ihtiyaç duyulduğunda da ATM’ler kanalıyla para çekme imkanı vermektedir. Bu haliyle kredi kartı bir yönüyle ödeme aracı, diğer yönüyle de bir kredi aracı niteliğindedir. 5464 sayılı Kanunun 24/3. maddesine göre kartla mal veya hizmet satın alınmasında; kart hamilinin yaptığı işlemler nedeniyle, sözleşmede yer almayan faiz, komisyon veya masraf gibi adlar altında hiçbir şekil ve surette ödeme talep edilemez ve kart hamilinin hesabından kesinti yapılamaz. Somut olayda davacı kredi kartı ile taksitli avans çekimi dolayısıyla ödemek zorunda kaldığı nakit çekim komisyonunun iadesini istemiştir. Hemen belirtmek gerekir ki bankalar ticari kuruluşlar olup, amaçları kar elde etmektir. Bankalar tarafından tüketici kredilerinden herhangi bir zorunlu masraf ve gidere ilişkin bulunmayan kesintilerin iade edilmesi gerekmektedir. Ancak kredi kartı kullanmak suretiyle nakit avans çekilmesi halinde uygulanan nakit avans çekim komisyonu, bu nitelikte bir ücret değildir. Tüketici nakde ihtiyaç duyduğunda bankaya gidip tüketici kredisi imzalamadan, emek ve mesai harcamadan, herhangi bir merasime gerek kalmadan kolaylıkla bu krediye ulaşmaktadır. Banka, kart kullanıcısına ATM’lerden 24 saat kredi kullanma olanağı sağlamıştır. Bu hizmet, bankanın ATM cihazlarında her zaman belli tutarda bir nakit para bulundurması ve ne zaman kullanılacağını bilmediği bu meblağın faizinden yararlanmaktan vazgeçmesinin karşılığıdır. Nitekim somut olayda uygulanma imkânı yok ise de 6502 sayılı Kanuna göre çıkarılan 03.10.2014 tarih 29138 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından hazırlanan “Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”de ücret alınması mümkün olan EK-1 numaralı “Ürün ve Hizmet Sınıflandırması” listesinde kredi kartları ile ilgili olarak “Nakit Avans Çekim Ücreti” alınabileceği belirtilmiştir.
Davacıya her ay gönderilen kredi kartı ekstresinde taksitli avans ve hızlı para işlemleri, ödemeleri ve alınan işlem ücretiyle ilgili bilgi verilmiştir. Kural olarak herkes dilediği şartlarda sözleşme yapmakta serbest olduğu gibi istemediği bir sözleşmeyi sürdürmek zorunda da değildir. 5464 sayılı Yasanın 25/2. maddesine göre tüketici sözleşmeyi feshetmeyip kartı kullanmaya devam ettiğine göre “ahde vefa” ilkesi uyarınca sözleşmeye uymak zorundadır. Bu nedenle davacının ödediği nakit avans çekim komisyonunun iadesine ilişkin isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 22/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.