Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2016/18859 E. 2018/5325 K. 30.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/18859
KARAR NO : 2018/5325
KARAR TARİHİ : 30.10.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı borçlunun davacıdan iki adet fatura karşılığında toplam 100.717,00-TL tutarında kemik satın aldığını fakat karşılığında hiçbir ödeme yapmadığını,buna istinaden davalı hakkında ilamsız takip başlattıklarını ,davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddiasının haksız olduğunu iki değil bir adet fatura düzenlediğini, davalının davacıdan satın alacağı mallar karşılığında önceden banka yolu ile ve davalının eşine bono düzenlenerek teslimi şeklinde toplam 77.000,00-TL ödeme yaptığı halde davacı tarafından kendilerine yalnızca 55.267,00-TL değerinde mal verildiğini,dolayısıyla davacıya hiçbir borçları bulunmadığını,davacının eşine de farklı zamanlarda ödemeler yapıldığını,takip konusu yapılan faturaların ve dosyaya sunulan sevk irsaliyelerinin usulüne uygun olmadığını ve gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece tüm dosya kapsamından davacı tarafın takibe konu faturalarla ilgili olarak davalı şirketten alacağı bulunduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Mahkemece davalı tarafından ödeme iddiası olarak ileri sürülen 23.01.2012 vade tarihli ,20.000-TL bedelli ve 29.05.2012 vade tarihli 10.000-TL bedelli bonolarda davacının sıfatının bulunmaması nedeniyle bono ile yapılan ödemelerin davacı adına yapıldığının kabulü mümkün değildir. Mahkemece yanılgılı gerekçeyle bono bedellerinin de toplam alacak üzerinden mahsubu yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen nedenler ile hükmün BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.