Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2016/13273 E. 2017/7374 K. 30.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/13273
KARAR NO : 2017/7374
KARAR TARİHİ : 30.10.2017

MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi , gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 20/12/2004 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme uyarınca yıllık 900 ton beyaz ürün alma taahhüdünde bulunduğunu, ancak 2006-2011 yılları boyunca toplam 3616 ton eksik ürün alındığını, sözleşme uyarınca hesaplanan cezai şart alacağının 542.400 USD olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 10.000 USD’nin devlet bankalarının yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı ile iki ayrı istasyon için iki ayrı akaryakıt bayilik sözleşmesinin yapıldığını, her iki istasyon için daha sonra iptal edilen tek taahhütname verildiğini , taahhütnamenin her iki istasyondaki alımı kapsadığını, 14/03/2007 tarihinde sözleşmenin karşılıklı rıza ile feshedildiğini, taahhütnamenin de geçersiz hale geldiğini, bununla birlikte davacının 21/12/2004 tarihinde imzalanan bayilik sözleşmesinden sonra sözleşme süreci içinde dava konusu cezai şarta ilişkin olarak hiçbir dava açmadığı gibi ihtirazi kayıt koymaksızın ticari ilişkiye devam ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalının 2006-2010 yıllarında toplam 3.559,50 ton eksik alım yaptığı anlaşılmışsa da sözleşmenin devam ettiği süre boyunca asgari alım taahhüdü yıllık alım taahhüdüne göre belirlendiği, davacı tarafından ifaya ekli ceza koşulunun her yıl talep edilmediği ve çekince koymaksızın devam eden yıllar için sözleşmenin ifa edilmesine devam edildiği, sözleşme dönemi boyunca eksik alıma ilişkin herhangi bir ihtarname sunulmadığı gibi sözleşmenin de çekince koymaksızın davalı tarafından sözleşme feshedilinceye kadar devam ettiği , TBK’nun 179/2 maddesi uyarınca ifaya ekli ceza talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı ile davalı arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin 11/d maddesi “ Bu durumda fesih tarihinden sözleşme sonuna kadar geçecek dönemde yıllık satış taahhüdüne göre satması gereken toplam akaryakıt miktarlarının fesih işlemi nedeniyle satamaması sonucu şirketin uğradığı zarar ve ziyanı … öder” hükmünü içermektedir. Bu durumda davacının 2011 yılı önceki dönemde eksik alım olmasına rağmen mal vermeye devam ettiği için taahhüdü ihlal cezasını talep edemeyecekse de son yılı talep hakkına açıklanan sözleşme hükmü uyarınca sahiptir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.