Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2016/1297 E. 2016/7378 K. 25.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/1297
KARAR NO : 2016/7378
KARAR TARİHİ : 25.04.2016

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı şirketin asıl borçlusu olduğu genel kredi sözleşmelerine diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza attıklarını, ipotek veren borçlular hakkında ipotekli takip başlattıkları gibi dava konusu icra dosyasından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla asıl borçlu ve kefilleri olan davalılar hakkında genel haciz yoluyla icra takibine giriştiklerini, davalıların ödeme emrine icra dairesinin yetkisine ve borcun tamamına itiraz etmeleri nedeniyle icra takibinin durduğunu ve davalıların itirazlarının haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek, davalıların vaki itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, takip ve dava bakımından Konya icra daireleri ve mahkemelerinin yetkisiz olup, ikametgahları olan Ereğli/Konya icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğundan davanın yetki yönünden reddi ve tüketici mahkemesinde görülmesi gerekmesi gerektiğinden görev yönünden reddi gerektiğini savunarak, davanın reddini ve davacı aleyhine %20 oranında tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde yetkili yer dışındaki yerlerin matbu olarak, yetkili yer olarak Konya ibaresinin ise elle yazıldığından geçersiz olduğu gibi bu yetki şartı geçerli olsa bile HMK’nun 18/2. maddesi gereğince yetki sözleşmesinin geçerlilik koşullarından biri de yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şartına riayet edilmediğinden yetki şartının bu yönden de geçersiz olduğu, kaldı ki TBK’nun 20 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan genel işlem koşulu içeren ve bu nedenle resen nazara alınması gereken sözleşmenin yetkiye dair 13/4. maddesinin bağlayıcı olmadığı,davalıların yerleşim yerinin Ereğli ilçesi olduğu,itirazın iptali davasına konu edilebilecek yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi olmadığının anlaşıldığı, HMK’nun 114/2. maddesi ve HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartlarından olan bu hususun sonradan giderilmesi mümkün olmadığından bu konuda davacıya ek süre verilmesine gerek olmadığı gerekçesi ile, dava şartı yokluğu nedeniyle ile davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık konusu genel kredi sözleşmesi olup ticari niteliktedir. Bu durumda uyuşmazlık halinde uygulanacak olan yasa Türk Ticaret Kanunu’dur. Diğer yandan HMK’nun 17. maddesi uyarınca tacirler arasında yetki sözleşmesi yapılması mümkün olup, uyuşmazlık konusu sözleşmenin de yetki şartının bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece somut olayda uygulama yeri bulunmayan Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca yazılı şekilde davanın usulden reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde iadesine, 25/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.