Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2016/12471 E. 2017/6788 K. 10.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/12471
KARAR NO : 2017/6788
KARAR TARİHİ : 10.10.2017

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında…’ye ihraç için 6.000 ton çimento satışı konusunda anlaşmaya varılmış olmasına rağmen 5.500 tonun teslim edilmediğini, bu nedenle müvekkilinin 5.500 ton çimentoyu yurt dışına ihraç edemediğini ileri sürerek, müvekkilinin uğramış olduğu zararın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, proforma faturanın bir nevi teklif mektubu olduğunu, 500 tonluk kısım için bedel ödenmesi üzerine bu kadarlık kısım yönünden sözleşmenin tamamlanmış bulunduğunu, davacının 5.500 tonluk mal için bir ödeme yapmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne yönelik verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 03/12/2014 gün ve 2014/13600-2014/17335 E-K sayılı ilamı ile farklı bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak dosyadaki bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmeden karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda yeni bir bilirkişi heyetinden bilirkişi raporu alınarak, proforma faturanın dış ticaret sözleşmelerinde satıcının sözleşme önerisi niteliğinde kullanıldığı ve alıcının kabul beyanı ile satış sözleşmesini kurmaya yeterli bir evrak olduğu, ayrıca bir yazılı metne ihtiyaç olmadığı, taraflar arasında 6.000 ton çimento üzerinden ihraç kayıtlı satış sözleşmesinin borçlanma istemi olarak kurulduğu, satışı yapılan çimentonun 5500 tonluk kısmının ifa edilmemesinden dolayı davacının yoksun kalınan kar-kazanç kaybı zararının tazmini gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 22.112,75 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Dairemizin bozma kararında; “Mahkemece alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için farklı bir bilirkişi heyetinden rapor alınması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Her ne kadar bozmadan sonra yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmış ise de alınan yeni raporda bozmadan önceki ikinci bilirkişi heyetince düzenlenen kök ve ek raporların yerinde olduğu belirtilmiştir. Bu raporun atıf yaptığı bozma öncesinde alınan 18.12.2012 tarihli raporda ise “borçlu davalının hal ve davranışlarından ihtarın yararsız olacağı anlaşıldığı ve bu nedenle davalının ihtara gerek olmaksızın temerrüte düşmüş olduğunun kabulünün gerekeceği” yönünde görüş bildirilmiş ancak davalı borçlunun hal ve davranışlarından neyin kastedildiği açıklanmamıştır. Her ne kadar davacı taraf davalının …li bir iş adamına yüklü miktarda mal sattığı için kendilerine mal teslim edemediğini iddia etmiş ise de bu iddiayı kanıtlayacak bilgi ve belgeye dosyada rastlanılamamıştır.
Davaya konu edilen 16.03.2007 tarihli proforma faturada önce malın teslim edileceği daha sonra bedelin ödeneceği konusunda bir hüküm bulunmamaktadır. Aksine mal bedelinin yatırılacağı banka şubesi ve hesap numarası bildirilmiş ve bu hesaba havale yapılması istenmiştir. Nitekim 500 tonluk taleple ilgili bedel bu hesaba yatırılmış ve bunun karşılığı olan malda teslim edilmiştir. İkinci parti mal talebi ile ilgili yukarıdaki hesaba havale yapıldığı da iddia ve ispat edilememiştir.
Uyuşmazlığın bu hususlar gözetilerek ve hükmüne uyulan Dairemizin bozma kararının gerekleri tam olarak yerine getirilip deliller eksiksiz olarak toplandıktan sonra hep birlikte değerlendirilmek suretiyle çözümlenmesi ve uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde iadesine, 10/10/2017gününde oybirliğiyle karar verildi.