Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2016/11340 E. 2017/6361 K. 27.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11340
KARAR NO : 2017/6361
KARAR TARİHİ : 27.09.2017

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, … A.Ş nin … A.Ş ile birleştirildiğini, … A.Ş nin davalıdan olan alacağını alacağın temliki sözleşmesi ile TMSF’ye devrettiğini, TMSF nin ise kredi alacağı temlik sözleşmesi ile bu alacağı RCT Varlık Yönetim’e devrettiğini, böylece RCT Varlık Yönetim’in %100 oranındaki hissesinin TMSF’ye ait olduğunu, takip konusu alacağın … A.Ş ‘ye ait olduğundan ve söz konusu alacağın 26/12/2003 tarihinden önce doğduğundan, temlik alan içinde alacak kamu alacağı olma niteliğini muhafaza ettiğinden, bu alacağın devralan müvekkilinin alacağının da kamu alacağı niteliğinde olduğunu, asıl borçlu …Ltd. Şti ile …A.Ş arasında yapılan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, davalıların bu sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzalarının bulunduğunu, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine borçlu şirkete ait kredi hesabının kat edildiğini, yapılan bildirimlere rağmen söz konusu borç ödenmediğinden … 24. İcra Müd 2013/7522E sayılı icra takip dosyasıyla icra takibi yaptıklarını, davalıların takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalıların sorumlu olduğu miktarın 65.453,28 TL olarak hesaplandığını, itirazlarının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre her ne kadar davacı alacağı, 5.000,00-TL asıl alacak, 62.299,57-TL birikmiş faiz ve 453,28-TL masraf olmak üzere toplam 67.752,85-TL olarak belirlenmiş ise de; kredi sözleşmelerinin tarihiyle icra takip tarihi arasında yaklaşık 16 yıllık sürenin geçtiği, borçlu davalının borcunu kimi ödeyeceğini dahi bilememesi, kredi almış olduğu bankaya el konulması ve muhatabı bilebilecek durumda olmaması nazara alınarak davalıların işlemiş faizin tümünden sorumlu tutulmasının hakkaniyetle bağdaşmayacağı bu sebeple faizin artmasına davacının da müterafik kusuru bulunduğu belirtilerek faizin %50’sinden indirim yapılmış asıl alacak yönünden talebin kabulüne, faiz yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. T.T.K. 8-1 .maddesi uyarınca ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir. Mahkemece taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri uyarınca belirlenen temerrüt faizi oranı üzerinden hüküm kurulması gerekirken re’sen temerrüt faizi oranında indirime gidilmiş olması doğru değildir. Ayrıca alacak likit (belirlenebilir) olması nedeniyle hüküm altına alınan toplam alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi de yerinde değildir. Kabule göre de akdi faiz oranı belirlenirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde faizle ilgili belirsiz ifade kurulması da doğru olmayıp bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.