Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2016/11309 E. 2017/6091 K. 20.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/11309
KARAR NO : 2017/6091
KARAR TARİHİ : 20.09.2017

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı …Ltd.Şti. arasında imzalanan genel nakdi gayri nakdi kredi sözleşmesine yönelik olarak dava dışı şirkete kredi kullandırıldığı, davalı …’nın sözleşmeye müteselsil kefil olduğu, borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile davalı hakkında % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin yalnızca 2008 yılında kullandırılan 30.000 TL bedelli bir krediye kefil olup bu kredinin ödendiğini, müvekkilinin takip dayanağı yapılan sözleşmede imzasının bulunmadığını belirterek, davanın reddi ile davacının % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, icra takip talebine ekli evraklarda 23.11.2009 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca davalı hakkında icra takibi başlatıldığı 23.11.2009 tarihli genel kredi sözleşmesinde davalının imzasının olmadığı, bu nedenle davalının sorumluluğundan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davanın ve davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş ,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalının temyiz itirazı yönünden yapılan incelemede; İ.İ.K.’nın 67.maddesi uyarınca davacı banka davalı kefilin imzasının bulunmadığı 2009 tarihli sözleşme uyarınca davalı kefil aleyhine icra takibi başlatmakta haksız ve kötü niyetli olarak kabul edileceğinden davalı yararına kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerekirken bu isteğin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu yönüyle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen (1) nolu bent uyarınca davacının temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bent uyarınca mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.