Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2016/10598 E. 2017/6520 K. 03.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2016/10598
KARAR NO : 2017/6520
KARAR TARİHİ : 03.10.2017

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R –
Davacı vekili, davalının müvekkili şirket ile 10.08.2011 tarihinde akdettiği bayilik sözleşmesi ile beş yıl süreyle müvekkili şirketin bayiliğini yürütmeyi taahhüt ettiğini, ancak davalı tarafından keşide olunan 10.10.2013 tarihli ihtarname ile bayilik sözleşmesini tek taraflı, nedensiz olarak feshettiğini, davalı tarafın müvekkili şirkete borçlarına karşılık olarak keşide ettiği bonoların vadelerinde ödenmemiş olması nedeniyle davalı aleyhine takibe geçildiğini, bu durumun müvekkili şirket açısından haklı fesih nedeni oluşturduğundan 07.11.2013 tarihli ihtarname ile bayilik sözleşmesinin ve ek protokolün fesh edildiğini ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL cezai şart alacağının, 10.000 TL kar mahrumiyeti alacağının, 55.900 TL ariyet senedi tutarı ile 10.000 TL kurulum bedeli olmak üzere toplam 65.900 TL alacağın 17.11.2013 tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesi sunarak 85.900 TL olan dava değerini 335.419,93 TL olarak arttırmıştır.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece toplanan delillere göre, davalının bir sebep olmaksızın bayilik sözleşmesini haksız olarak feshetttiği bu sebeple sözleşme gereği cezai şart ve davacının yoksun kaldığı kârı ödemesi gerektiği hususunda bir tereddüt bulunmadığı gerekçesiyle mahkemece resen yapılan hesaplama sonucunda, davanın kısmen kabulüne, kar kaybından 37.362,78 TL, cezai şarttan 30.885,32 TL, ariyet bedelinden 55.950 TL olmak üzere toplam 124.118,10 TL’nin 17.11.2013 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin kısmen yerinde olmadığından ve kısmen tenkis nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.6100 sayılı HMK.’nun 282. maddesi uyarınca hakim, bilirkişi raporu ile bağlı olmayıp bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir ise de, aynı Kanun’un 266. maddesine göre mahkemece, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.Mahkemece davacının alacak talepleri yönünden iddia ve savunma çerçevesinde HMK.’nın 266. maddesi uyarınca konusunda uzman bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak bir karar verilmesi gerekirken resen hesaplama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 03/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.